91 Yıllık Hikâye Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

91 Yıllık Hikâye Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    91 Yıllık Hikâye

    Theseus
    Theseus
    Üsteğmen
    Üsteğmen


    Nereden : ..:.T.C.:..
    Üyelik : 10/03/10
    Yaş : 32
    Mesaj Sayısı : 1514
    Rep Gücü : 18620
    Başarı Sistemi : 2
    Doğum tarihi : 23/02/92
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Merlin

    91 Yıllık Hikâye Empty 91 Yıllık Hikâye

    Mesaj tarafından Theseus Salı Haz. 01, 2010 7:21 pm

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    91 yıllık hikâye...

    Yıl, 1915.
    Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyor.
    "Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan kaybı, 200 bini
    aşmış...
    "Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı ise, 250 binin üstünde....
    Mermiler havada çarpışıyor.
    Cesetler toplanamayacak kadar çok...
    Bu inanılmaz kıyıma rağmen, İngiliz Hükümeti durumdan memnun.
    Çünkü gerçeği bilmiyor.
    Çanakkale'deki İngiliz cephe komutanı, "Vaziyet gayet iyi... Bugün
    yarın geçeriz" raporları gönderiyor devamlı...
    O sırada genç bir gazeteci var orada.
    Avustralyalı.
    Melbourne Age Gazetesi'nin muhabiri.
    Görüyor ki, durum kel...
    Hadise, hiç de İngiliz komutanın anlattığı gibi değil.
    Türkler kafaya koymuş...
    Kuru ekmek yiyor, bulursa üzüm hoşafı içiyor, şakır şakır ölüyor....
    Ama geçirmiyor.
    Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken bir konu daha var.
    İngiliz komutanlar, karargâhta klasik müzik eşliğinde viski
    yudumlarken, Anzaklar patır patır gidiyor. En son iki tabur Anzak
    gönderiyorlar bir bölgeye... Türklerin, iki taburu yok etmesi iki saat bile
    sürmüyor.
    Üstelik, müthiş bir sansür var.
    Yazdığı haberler, İngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.
    Bakıyor ki, olacak gibi değil...
    Sarılıyor kaleme, tüm gerçekleri tek tek anlattığı, 8 bin kelimeden
    oluşan, "Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.
    Özeti şu:
    "Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."
    Ve bu mektubu, sansürden kurtulmak için Avustralya Başbakanı'na
    "elden" ulaştırıyor.
    Avustralya Başbakanı mektubu okuyor, gözlerine inanamıyor ve acilen,
    yine "elden", İngiltere Başbakanı'na ulaştırıyor..
    İngiltere Başbakanı mektubu okuyor, Savaş Kabinesi'ni topluyor,
    orada bir daha yüksek sesle okuyor...
    Gizlice araştırılıyor.
    Mektup doğru.
    Hatta az bile yazılmış.
    Cephedeki İngiliz komutanın, kendi poposunu kurtarmak için palavra
    attığı anlaşılıyor.
    Ve karar veriliyor.
    Komutan görevden alınıyor.
    Emperyalistler, Çanakkale'den çekiliyor.
    Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan genç gazeteci,
    Avustralya'da "kahraman" gibi karşılanıyor.
    "Sir" ünvanı veriliyor.
    E tabii kapılar açılıyor...
    Savaşa "muhabir" olarak giden gazeteci, savaştan sonra "gazete
    sahibi" oluyor.
    Yıl, 1952.
    Çanakkale'de savaşın kaderini değiştiren "sir gazeteci"
    vefat ediyor.
    Bir tane oğlu var...
    O zamanlar, 21 yaşında.
    Babasının gazetesinin başına geçiyor.
    Çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor.
    Avustralya'ya sığmıyor...
    ABD'ye, Avrupa'ya el atıyor.
    Bugün, 75 yaşında.
    Dünya medya imparatoru.
    75 televizyon kanalı...
    175 gazetesi var.
    TV kanallarıyla 600 milyon izleyiciye, gazeteleriyle 11 milyon
    okuyucuya hitap ediyor.
    Yıl, 2006...
    Çanakkale'nin "dövüşerek" geçilemeyeceğini ilk anlayan
    "sir gazeteci" nin oğlu, Çanakkale'nin nasıl geçileceğini gösterdi...
    EFT'yle.
    Bastı parayı, TGRT'yi aldı.
    İsmi, Rupert Murdoch.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 06, 2024 12:07 pm