Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Sigorta Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Sigorta Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Sigorta

    By BiLiNMeZ
    By BiLiNMeZ
    SD Admin
    SD Admin


    Nereden : İstanbul
    Üyelik : 03/09/09
    Mesaj Sayısı : 5443
    Rep Gücü : 38115
    Başarı Sistemi : 11
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Dikkat: Bu Site Bağımlılık Yapar

    Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Sigorta Empty Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Sigorta

    Mesaj tarafından By BiLiNMeZ Cuma Ara. 04, 2009 3:30 pm

    Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Sigorta
    Bu ayki e bülten “Ayın Konusu “ bölümünde “Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” konusuna, aşağıda yer alan başlıklarla yer verilmiştir.
    I. İşleten sıfatının tanımı ve çeşitleri
    II.Karayolu Trafik Kanunu maddeleri
    a) İşleten ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu
    b) Sigorta
    c) Özel Durumlar
    d) Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı
    e) Zamanaşımı
    III. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası
    IV. Kasko Sigortası
    V. Yeşilkart Sigortası
    I. İŞLETEN SIFATININ TANIMI VE ÇEŞİTLERİ
    Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta, alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılmaktadır. (Karayolu Trafik Kanunu-Madde 3)

    Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme; karayollarındaki motorlu araçların işletilmesinin doğurduğu büyük tehlike, bunların zarar doğurmaya müsait oluşu, sürücünün ekonomik durumunun genelde zayıf olması gibi zarara uğrayan tarafı himaye düşüncesinden doğmuştur.

    Motorlu bir aracın işletilmesi cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa, işleten kusursuz olarak sorumlu olacaktır. İşletenin bu sorumluluğu, ağırlaştırılmış kusursuz sorumluluk, başka bir deyimle tehlike sorumluluğudur. Eğer ortada bir zarar varsa karine olarak bu zarar motorlu araç işletilmesinin tabi ve normal bir sonucudur. Dolayısıyla, bu sonuçtan motorlu aracı işleten sorumludur. Karayolu Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesine göre işletenin sorumluluğu kusur sorumluluğu olmadığı gibi, Borçlar Kanunu (B.K.) 55. maddesinde öngörülen objektif özen ödevinin ihlaline dayanan bir sebep sorumluluğu da değildir. Bu itibarla işleten hiçbir kusuru olmazsa da, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararı tazmin etmekle sorumludur. Sorumluluk kusura dayanmamaktadır.

    İşletenin sorumluluğu için, Karayolu Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde kusur aranmadığı gibi, sorumluluktan kurtulmak için de aynı yasanın 86. maddesinde öngörülen durumların söz konusu olması gerekmektedir. Yani ortada illiyet bağını kesen sebeplerin bulunması gerekmektedir. Bunlar;
    a) Zararın mücbir sebepten,
    b) Zarar görenin veya 3. kişinin ağır kusurundan,
    c) Araçtaki teknik bir bozukluk veya noksanlığın
    kazaya sebep olmamasıdır.
    Aracın işleteni, kusursuzluğunu ispat etmek zorundadır. Yoksa zarar gören kişi araç işleteninin kusurlu olduğunu ispat etmek zorunda değildir.
    1996 yılında Karayolu Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklikle teşebbüs sahibine de sorumluluk getirilmiştir. Buna göre, otobüslerde yapılan yolculuklarda, otobüsün bir işletmenin adı altında veya işletme tarafından işletilmesi sırasında meydana gelen zararlardan teşebbüs (işletme) sahibi de, işleten ile birlikte müştereken ve müteselsilsen sorumludur.
    Gerçek İşleten
    a) Araç sahibi olan kişi yani gerçek işleten, aracın trafik kaydında malik olarak görülen kişidir. Uygulamada genellikle aracın işleteni ile aracın sahibi aynı kişidir. Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre, aracın işletenini tespit etmek için öncelikle aracın trafik kaydına bakılmalıdır. Genel olarak trafik sicilinde araç sahibi olarak görünen kişi işletendir. Bu husus yasal karinedir. Ancak kayıtta araç sahibi olarak görünen kişi, aracını noterde satmamış olsa dahi, adi satışla satın alan aracı fiili ve ekonomik hâkimiyetine almış ise (aracın vergisini, sigortasını ödüyorsa, aracın trafiğe çıkartılıp çıkartılmamasına karar veriyorsa) bu kişi aracı noter satışıyla satın almamasına rağmen, aracın işleteni sayılmaktadır. Bu nedenle zarar gören kişi, aracın tescil kaydında görünen kişiye değil de, başkasına ait olduğunu her türlü delille ispat edebilir.
    b) Aracın mülkiyeti muhafaza kaydıyla satılması halinde, noter tarafından tutulan sicilde alıcı sıfatıyla üzerine kayıtlı olan kişi,
    c) Motorlu aracın kiracısı veya ariyet alan kişi,
    d) Motorlu aracı kendi adına, tehlikesi kendisine ait olmak üzere işleten ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunan kişi,
    işleten sayılmaktadır.
    Farazi İşleten
    a) Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar,
    b) Yarış düzenleyiciler,
    c) Motorlu aracı çalan veya gasp edenler
    dir.
    İşletme Alanı
    a) Motorlu araç kazası karayolunda olmalıdır.
    b) Kazayı meydana getiren araç, motorlu araç olmalıdır.
    c) Hemzemin geçitlerde meydana gelen trafik kazalarında da, 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu hükümleri uygulanmaktadır. Bu durumlarda, Devlet Demir Yolu İdaresi de hemzemin geçitlerde meydana gelen işleten sayılmaktadır. Yargıtay birçok kararında buna değinmektedir. Hemzemin geçit, karayolu ile tren yolunun kesiştiği yerlerdir.
    İşletme Halinde Olan Aracın Sebep Olduğu Trafik Kazası Nedeniyle Sorumluluk Şartları
    a) Ortada bir zarar olmalıdır. Zarar, motorlu aracın ya da araçta bulunan yolcunun, ya da araç dışındaki bir kişinin malının zarara uğramasıdır. Kişilerin cismani zararları da bu kapsamdadır.
    b) Zarar, motorlu araç tarafından verilmelidir.
    c) Zarara, motorlu aracın işletilmesi neden olmalıdır. Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde bu durum açıklanmış olup, aracın trafiğe çıkarılmış olması ve kullanılması sırasında zararın meydana gelmesi gerekmektedir.
    d) Zararın meydana gelmesi ile aracın işletilmesi arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
    II. KARAYOLU TRAFİK KANUNU
    a) Karayolu Trafik Kanunu’nun sekizinci kısım birinci bölümünde “İşleten ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu” ile ilgili aşağıda yer alan maddeler yer almaktadır.
    MADDE 86 - İŞLETENİN SORUMLULUKTAN KURTULMASI YA DA SORUMLULUĞUN AZALTILMASI ŞARTLARI
    Karayolu Trafik Kanunu’nun 86. maddesinde işletenin veya teşebbüs sahibinin sorumluluktan kurtulması düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, işletenin sorumluluktan kurtulması son derece zorlaşmıştır.
    Buna göre işleten, önce zararın mücbir bir sebep veya zarar görenin ya da 3. bir şahsın ağır kusurundan kaynaklandığını ve illiyet bağının kesildiğini ileri sürecek, sonra da olayda ne kendisinin ne de eylemlerinden olduğu kimselerin kusuru bulunmadığını ispatlayacaktır. Ancak, 86. madde bununla yetinmemiş, zararın meydana gelmesine araçtaki bir bozukluğun etken olmaması koşulunu da birlikte aramıştır.
    Sorumluluktan kurtulamayan işleten, kazanın oluşumunda zarar görenin kusuru bulunduğunu ispat ederse, tazminat miktarı kusur derecesine göre indirilmektedir.
    MADDE 87 - HATIR TAŞINMASI
    Yaralanan veya ölen kişi hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmişse, işletenin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere uymaktadır. Yani bu durumda, Karayolu Trafik Kanunu hükümleri değil genel hükümler uygulanmaktadır; Örneğin B.K hükümleri uygulanmaktadır. Bu nedenle hatır taşıması söz konusu ise, Zorunlu Trafik Sigortasından faydalanma imkânı yoktur.
    MADDE 88 - ZARAR VERENLERİN BİRDEN ÇOK OLMASI
    Bir aracın katıldığı bir kazada bir 3. şahsın uğradığı zararlardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumludur. Birden çok kişinin sorumlu tutulduğu durumlarda zarara neden olanlar, kusurları oranında zarara katlanırlar. Aynı zarardan sorumlu olanlar müteselsil sorumlu olup B.K 141. madde gereğince, borçlulardan her biri borcun tümünden sorumludur. Zarar verenlerin müteselsil sorumlu olmaları için, talepte bulunanın bu konuda talepte bulunması şarttır.
    MADDE 90 - MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
    Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında B.K. haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanmaktadır.
    B.K. 41-60 maddelerinde belirtilen hususlar, yeni maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularındaki bölümler trafik kazaları nedeniyle meydana gelen zararlarda uygulanacaktır. Ancak manevi tazminat taleplerinde bir farklılık vardır. Manevi tazminat taleplerinde, zaman aşımı süresi genel hükümlerin aksine, Karayolu Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesine göre dava cezayı gerektiren bir fiilden değer ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı öngörmüşse, bu süre manevi tazminat talepleri açısından uygulanmaktadır.
    Trafik Kazasında Bir Kişi Ölmüşse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, ölenin ölümü nedeniyle duydukları acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat da talep edebilmektedirler.
    Yaralamalarda; Meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamayıp yoksun kaldığı gün kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilmektedir. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir.
    Sakatlanmalarda; Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir.

    Maddi Zararlarda; Araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını isteyebilecektir. Maddi zararlarda araçların kaza nedeniyle uğradıkları diğer kayıplar da istenebilmektedir. Örneğin; kazada bir aracın ciddi bir şekilde hasarlanması durumunda, burada araçta meydana gelen ve aracın tamiri gereken zararı ile aracın darbeli oluşu nedeniyle uğradığı değer kaybı da istenebilmektedir.

    Maddi ve manevi tazminat taleplerinde tazminat miktarları, tarafların olaydaki kusur oranına göre belirlenmektedir.
    b) Karayolu Trafik Kanunu’nun sekizinci kısım ikinci bölümünde “Sigorta” ile ilgili aşağıda yer alan maddeler yer almaktadır.
    MADDE 91 - ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI
    Zorunlu mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin 3. kişilere verdiği zararı karşılamak üzere hem üçüncü kişileri, hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. İşletenlerin Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortasını yapmaları zorunludur.
    Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaktır.
    Zorunlu trafik sigortası işletenin Karayolu Trafik Kanunu’na göre sorumluluğunu karşılamak üzere kurulmuştur. Bu sigorta türü işletenin 3. kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla düzenlenmiştir. Yani trafik sigortası, işletenin 3. kişilere verdiği zararları karşılamaktadır. İşletenin kendisine gelen zararlar sigorta kapsamı dışındadır.
    Örneğin; sigortalı aracın tek taraflı maddi hasarlı bir kaza yapması durumunda, sigortalıya ait araç 3. bir kişiye zarar vermediği için bu araçtaki maddi zarar sigorta kapsamı dışındadır. Aynı aracın bir yayaya çarpıp öldürmesi ve aracın kusurlu olması durumunda ise, yaya 3. kişi konumunda olduğundan, bu zarar sigorta kapsamında kalmaktadır. Zorunlu trafik sigortasında; sigortacının (sigorta şirketinin) sorumluluğu limitle sınırlı olup, limitin üzerindeki zarardan sorumlu değildir.

    Zorunlu Trafik Sigortasından Faydalanma Şartları
    1. İşletenin kendisinin uğrayacağı bir zarar söz konusu olmamalıdır.
    2. Motorlu bir aracın söz konusu olması gerekmektedir.
    3. Sigorta kapsamındaki kaza karayolunda olmalıdır.
    4. Motorlu araç işletme halinde olmalıdır.
    5. Hatır taşıması söz konusu olmamalıdır.
    6. Zarar görenin beraberinde bulunan eşyanın zarar görmesi gerekmektedir. Burada zarar görenin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşyası dışında, araçta taşınan eşyanın uğradığı zarardan işletenin sorumluluğu genel hükümlere tabidir. Yani zarar görenin bagaj ve benzeri eşyasının zarar görmesi halinde sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır.
    7. Aracın çalınma ve gasp edilmesinde işleten ve eylemlerinden sorumlu kişilerin kusurunun bulunmaması gerekmektedir. Yani işletenin aracın çalınması veya gasp edilmesinde araç işleteni veya işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru yoksa, araç işleteninin sorumlu olmaması nedeniyle sigortacının da sorumluluğu bulunmamaktadır.
    8. Motorlu bisiklet sürücülerinin uğradığı zarardan sigorta şirketi sorumlu değildir.
    Araç Sürücüsünün Zarar Görmesi Halinde Sigortacının Sorumluluğu
    Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesine göre, zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin aynı yasanın 85/1. maddesindeki hukuki sorumluluğu üzerine almaktadır. Anılan maddeye göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa, işleten bu zararlardan sorumlu olacaktır. Sigortacının bu kapsamda ki sorumluluğunu sınırlayan Karayolu Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, araç sürücüsünün sigorta kapsamı dışında kaldığına dair bir hüküm olmadığı için, araç sürücüsünün zarar görmesi halinde (mesela ölümü) sigorta şirketinden tazminat talep edilebilecektir. Ancak araç sahibi ile sürücü aynı kişi ise veya sürücü kusurlu ise sigortadan faydalanamaz.
    Sigorta Şirketinin Araç Sahibine Rücu Hakkı; Kazada araç sahibi %100 kusurlu olsa dahi, sigorta şirketi, kendisine sigortalı aracın sahibine ve sürücüsüne rücu edemez.
    MADDE 92 - ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI DIŞINDA KALAN HUSUSLAR

    1. İşletenin bu konu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler; bilindiği gibi işleten, sürücünün veya yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Buna göre, bu kişilerin kusurundan kaynaklanan zararların telafisi için sigortacıya müracaat edilmeyecektir. Yani işletenin sürücüye karşı açacağı rücu davasına konu olabilecek zarardan, sigortacı sorumlu değildir. Ancak sürücünün ölmesi halinde sigortacının sorumluluğu devam edecektir.
    2. İşletenin, eşinin, usul ve fürunun, birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar da sigorta kapsamı dışındadır. Burada sadece mallara gelen zararlardan bahsedilmektedir. Ayrıca kardeşlerin mallarına gelen zararlarda, sigortacının sorumlu olmaması için kardeşin birlikte yaşamış olması gerekmektedir.
    3. İşletenin, bu kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler; mesela Karayolu Trafik Kanunu kapsamına girmeyen bir olayda bir şeye gelen zarardan sigortacı sorumlu değildir. Ya da hatır taşıması söz konusu ise, Karayolu Trafik Kanunu hükümleri değil de genel hükümler uygulanacaktır. Bu nedenle de Karayolu Trafik Kanunu’nun hükümleri uygulanmayacağından sigortacının sorumluluğu söz konusu değildir.
    4. Karayolu Trafik Kanunu 105. maddesinin 3. fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler.
    5. Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar.
    6. Manevi tazminata ilişkin talepler.

    Yukarıda belirtilen hususlarda zarar gören kim olursa olsun doğrudan sigorta şirketine müracaat edemeyecektir. Sayılanlar dışında sigorta şirketi, 3. kişinin poliçede belirlenen limitler içindeki zararını ödeyecektir.
    MADDE 93 - SİGORTA PRİMLERİ

    Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasında;
    Teminat: Aracın cinsine göre, kişi başına ve kaza başına ödenecek, ölüm, yaralanma tazminatları ile araçta meydana gelecek maddi hasar olarak ödenecek tazminatların azami miktarları, her yıl ilgili Bakanlıkça belirlenip Resmi Gazete’de yayınlanır.
    a) Kazanın meydana geldiği tarihteki poliçe limitleri geçerlidir.
    b) Sigorta priminin ödeneceği zaman; sigorta şirketinin sigorta poliçesinden doğacak sorumluluğun başlaması için mutlaka primin tamamının ya da ilk taksitinin ödenmesi gerekmektedir. Uygulamada zorunlu trafik sigortasının priminin tamamı peşin ödenmektedir.
    MADDE 94 - SİGORTALI ARACIN DEĞİŞMESİ

    Sigortalı aracın işleteninin değişmesi halinde kişi, 15 gün önce sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde feshedebilir. Sigortacı sözleşmenin feshi yoluna gitse bile; sigorta sözleşmesi, fesih tarihinden itibaren 10 gün sonrasına kadar geçerlidir.
    Burada önem arz eden durum, araç sahibinin değişmesiyle sigorta sözleşmesi kendiliğinden feshedilmiş olmaz. Aracın sahibinin değişmesi ve bunun sigortacıya bildirilmesi halinde sigortacının sözleşmeyi 15 gün içinde feshetme hakkının olmasıdır. Sigortacı, sözleşmeyi ancak haklı bir sebeple feshedebilir.
    MADDE 95 - TAZMİNATIN AZALTILMASI VEYA KALDIRILMASI SONUCUNU DOĞURAN HALLER
    Sigorta sözleşmesinden veya kanundan doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesi veya kanuna göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir. Buna göre; Karayolu Trafik Kanunu’nun Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B. 4. maddesinde bu haller sıralanmıştır.
    Sigorta sözleşmesine göre, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği haller.
    1. Tazminatı gerektiren olay işletenin kastı veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmişse.
    2. Tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolu Trafik Kanunu’nun
    hükümlerine göre ehliyetnamesi olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmişse.
    3. Kaza; sürücünün uyuşturucu veya keyif verici madde alması nedeniyle veya alkollü içki almış olması nedeniyle meydana gelmişse.
    4. Aracın çalınması veya gasp edilmesinde araç malikinin kusurlu olması halinde.
    5. Yolcu taşıma ruhsatı olmayan araçların yolcu taşıması veya istiap haddinden fazla yolcu taşınması nedeniyle kaza meydana gelmişse.
    Yukarıda yer alan maddelerde, sigorta şirketi 3. kişinin zararını ödemekte, ancak ödediği zararın tahsilini teminen kendi sigortalısına müracaat edebilmektedir. Yani sigortacı, sigorta ettirene karşı sahip olduğu defileri zarar gören 3. şahıslara karşı ileri süremez. Bu düzenleme, kazada mağdur olanları korumak amacıyla yapılmıştır.
    Alkollü Araç Kullanımı; Aracı sürenin, alkolün tesiri altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olması halinde, meydana gelen kazanın sürücünün alkollü oluşunun bir sonucu olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla, sürücü alkollü olsa da, olmasa da kaza meydana gelecekse bu durum sigortacının sigortalıya rücu edebilmesi için yeterli bir neden değildir.
    Sigortacının rücu meselesi gerek zorunlu olsun, gerekse ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre sigortacı ödediği tazminat tutarınca sigorta ettirenin yerine geçer. Böylece, işletenin (sigorta ettirenin) kazaya sebep olan kişilere karşı açabileceği tazminat davalarını sigortacı açabilecektir.
    Benzer bir hükümde, Ticaret Kanunu’nun 1301. maddesinde vardır. Buna göre sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vahi zarardan dolayı 3. şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder denilmektedir. Karayolu Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde sigorta şirketinin sigorta sözleşmesine aykırı hallerde 3. şahıslara yapacağı ödeme durumlarında sigorta ettirene başvurabileceği yukarıda belirtilmiştir.
    Aynı şekilde Karayolu Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde, tedavi masrafları için zarar görenin sigortacılardan herhangi birine başvurabileceği hükmü yer almaktadır. Yine 99. maddede tedavi masrafları dışındaki ödemelerde sigortacının diğer sigorta şirketlerine sorumluluk oranında paylaştırılmasını isteyebilecektir. Burada da rücu meselesi ortaya çıkmaktadır. Bu durumda da ödemeyi yapan sigorta şirketi, diğer sigorta şirketlerine kusurları oranında başvurabilecektir.
    Sigortacının (sigorta şirketinin) halef sıfatıyla açacağı rücu davasında zaman aşımı; Karayolu Trafik Kanunu’nun 109. ve B.K 60.madde uyarınca zarar görenin ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halükarda 10 yıl içinde dava açılmalıdır. Yani sigorta şirketi rücu davasında zarar görenin (sigortalının) zaman aşımına bağlıdır.
    MADDE 96 - ZARAR GÖRENLERİN ÇOKLUĞU

    Zarar görenlerin zarar toplamı, poliçede belirtilen tutarın üstünde ise; sigorta poliçesinde, tedavi masrafları, tedavi masrafları dışındaki tazminat talepleri ve ölüm halinde ödenecek tazminat alacaklarının miktarları belirtilir. Ancak meydana gelen zarar, sigorta poliçesinde teminat altına alınan miktardan fazla ise 96. maddeye göre; zarar görenlerden her birinin sigorta şirketinden talebi, sigorta tutarı tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur. Bunu formüle edersek;


    Tazminat Hesabı= Poliçedeki kaza başına ödenecek tazm. x zarara uğrayan tazm. alacağı


    Tüm zarara uğrayanların zararları toplamı
    Bu tarz hesaplama yapabilmek için, zarara uğrayanların tümünün zarar miktarlarının bilinmesi gerekmektedir. Aksi halde bu tarz hesaplama olanağı yoktur.

    Maddenin 2. fıkrasında sigorta şirketinin, diğer zarar görenlerin bulunduğunu bilmeksizin yaptığı ödemenin sonuçları gösterilmiştir. Buna göre meydana gelen trafik kazasında, sigortacının ödeme talebinde bulunan zarar görenin dışında başkaca zarar görenlerin olduğunu bilmesine olanak yoksa (mesela kaza raporlarında zarar görenlerin hepsinin ismi belirtilmemişse) ve sigortacıda buna göre ödeme yapmışsa, sigortacı iyi niyetli kabul edilmektedir. Diğer şahıslara ödeme yapmaktan kurtulur. Ancak sigortacı zarar görenlerin sayısını bilebilecek durumdaysa iyi niyetli kabul edilmez ve bu durumda müracaat edenlerin zararlarını ödemek zorundadır.
    MADDE 97 - DOĞRUDAN DOĞRUYA TALEP VE DAVA HAKKI

    Doğrudan doğruya talep ve dava hakkında zarar gören, mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava açabilir.
    MADDE 98 - TEDAVİ GİDERLERİNİN ÖDENMESİ
    Motorlu araçların neden oldukları kazada, cismani zarara uğrayan kimse ilk yardım, muayene, kontrol veya ayakta, hastanede ve diğer yerlerdeki tedavi giderleriyle tedavisinin gerektirdiği sair masrafları zorunlu sorumluluk sigortasından isteme hakkına sahiptir.
    Tedavi giderleri; Hastane, sağlık yurdu, doktor, muayene, tahlil, ameliyat, refakatçi vs. hizmetlerin ücret ve masrafları, muayene ve tahlil yerlerine gidiş geliş ücretleri, ambulans, fizik tedavi, röntgen, ortopedi tedavisi, protez bedelleri, her türlü ilaç ve munzam gıda bedellerini kapsamaktadır. Birden fazla aracın karıştığı kazalarda; tedavi giderlerinin tazmini için zarar gören kişi sigorta şirketlerinden herhangi birine başvurabilir. Bu durumda ödemeyi yapan sigorta şirketi kusurları oranında diğer sorumlulara rücu edebilir. Yasa, ödemenin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ödenmesini öngörmüş olup, buna aykırılık halinde sigorta şirketini şikayet etme yoluna gidilebilmektedir.
    MADDE 99 - TAZMİNAT VE GİDERLERİN ÖDENMESİ
    Tazminat ve giderlerin ödenmesi usulü; Sigorta şirketi, hak sahibinin kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren poliçede belirlenen sınırlar dâhilinde kalan miktarı 8 iş günü içinde ödemek zorundadır.

    Sigortaca yapılacak ödeme mahiyeti; Sigorta şirketinin zarar görene yapacağı ödeme maktu bir ödeme değildir. Zarar görenin gerçek zararı sigorta şirketince ödenecektir. Ancak yapılacak ödemede, sigorta poliçesinde belirlenen limitle sınırlı olup, sigorta şirketi limitin üzerinde ödeme yapmayacaktır.

    MADDE 100 - İHTİYARİ MALİ MESULİYET SİGORTASI

    Bu sigorta türü doğrudan doğruya zarar gören 3. kişileri koruyan bir sigorta sözleşmesi şeklidir. Sorumlu kişi (motorlu araç işleteni) bu sigorta sözleşmesi ile dolaylı olarak korunmaktadır. Bu sigorta poliçesinin özelliği, sigorta tazminatının zorunlu mali mesuliyet sigortası için öngörülen limitlerin üzerinde tespit edilmesidir. Motorlu araç işleteni, zorunlu sigortasını yaptırdıktan sonra dilediği tutarda ihtiyari mali mesuliyet sigortası yaptırabilir.
    Daha açık bir anlatımla, araç sahibi bu sigorta ile 3. kişilere ödemek zorunda kalacağı tazminattan dolayı mal varlığında meydana gelebilecek eksilmeyi güvence altına almaktadır. Bu sigorta türü zorunlu mali mesuliyet sigortasına ilaveten yapılabileceği gibi, başka bir poliçeyle aynı veya başka sigorta şirketine ayrı bir poliçe ile de yapılabilir. Ancak genellikle kasko sigortası poliçesinde ek teminat olarak yapılmaktadır.
    İhtiyari mali mesuliyet sigortasına müracaat edebilmek için, zararın mecburi mali mesuliyet sigortası limitleri üzerinde olması gerekir.
    Öncelikle zorunlu mali mesuliyet sigortasında olduğu gibi, sorumluluğu azaltan ya da kaldıran sözleşme hükümlerinin 3. kişilere karşı etkisi olmayacağı, zarar görenin doğrudan müracaat ederek ya da dava açarak sigorta şirketinden zararını isteyebileceği 100. maddede açıklanmıştır.
    İhtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamına giren zararın sigortaca ödenebilmesi için, öncelikle mecburi mali mesuliyet sigortasına müracaat edilmiş ve mecburi mali mesuliyet sigortası limitleri içindeki zararın ödenmiş olması ve zarar miktarının mecburi mali mesuliyet sigortası poliçesinde belirtilen limitler üzerinde olduğunun ispatlanmış olması gerekir.
    c) Karayolu Trafik Kanunu’nun sekizinci kısım üçüncü bölümünde “Özel Durumlar” ile ilgili aşağıda yer alan maddeler yer almaktadır.
    MADDE 102 - MOTORLU ARAÇ RÖMORKLARI

    Sorumluluğun mahiyeti; Kazaya Römork neden olmuşsa; sorumluluk Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. ve 86. madde hükümlerine tabidir. Ancak kazaya römork değil de, çekilen araç neden olmuşsa bu takdirde sorumluluk B. K. Genel hükümlerine tabidir. Kazaya çekilen aracın sebebiyet vermesi halinde sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmamaktadır. Çünkü bu durumda çekilen araç işletme halinde değildir. Böyle bir durumda sorumluluğun genel hükümlere tabi olmasının bir sonucu da tehlike sorumluluğuna yönelik Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. ve 86. madde hükümlerinin uygulanmayacak olmasıdır. Sorumluluk B.K 41. maddesine göre yani kusur ilkesine göre belirlenecektir. Zamanaşımı konusunda B.K 60. madde uygulanacak, Karayolu Trafik Kanunu’nun 109. maddesi uygulanmayacaktır.
    İnsan taşımada kullanılan römorklar (karavan) için ek bir sorumluluk sigortasının yaptırılması gerekeceği maddede açıkça vurgulanmıştır.

    Kırsal kesimlerde traktör römorkunda sık sık işçilerin taşındığı görülmektedir. Sorumluluk sigortası genel şartlarında tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatı olmayan araçlarla yolcu taşınması yüzünden meydana gelmişse, bu durumda sigortacının sigortalayana rücu edebileceği belirtilmiştir.
    Traktör römorkunda insan taşınması nedeniyle meydana gelen kazalarda taşınan kişilerin zarar görmesi halinde, römorka binen bu kişilerin binilmesi yasak olan römorka binmiş olmaları nedeniyle, kusur yükletilebilmektedir. Römorka kesin bir zaruret sonucu binilmiş ise, binen kişiyi kusurlu kabul etmek hakkaniyete aykırı olabilir. Ancak zaruret sonucu binilmemişse kusur yükletilebilecektir.
    MADDE 103 - MOTORSUZ TAŞITLAR VE MOTORLU BİSİKLET

    Maddede gerek motorsuz taşıtların gerekse de motorlu bisikletlerin Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. maddesine giren araçlardan olmadığı belirtilmiştir. Bunun bir sonucu olarak bu araçlar için mali sorumluluk sigortası söz konusu olmayacaktır. Bu tür araçların meydana getirdiği kazalardan dolayı, sorumluluk genel hükümlere tabidir.
    MADDE 104 - MOTORLU ARAÇLARLA İLGİLİ MESLEKİ FAALİYETLERDE BULUNANLAR
    • Motorlu aracı gözetim altında bulunduranlar (park işletenler),
    • Motorlu aracı onarım için elinde bulunduranlar (tamir onarım yerleri),
    • Aracın bakımı ile ilgili mesleki faaliyetlerde bulunanlar (servisler, yıkama yerleri v.s),
    • Oto alım-satım yerleri,
    • Araçta değişiklik yapan yerler (kaymana kasa yapan yerler v.s.),
    Bu gibi yerlerde motorlu aracın sebep olacağı zararlarda motorlu araçların bırakıldığı yerlerin sahipleri işleten gibi sorumlu tutulur. Sorumluluk için bu kişilerin anılan faaliyetlerde bulunması ve araç üzerindeki hâkimiyetin gerçekleşmiş olması şarttır.
    Yukarıda yer alan durumlarda bir zarar meydana gelmiş ise aracın işleteni ve aracın sorumluluk sigortasını yapan sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmamaktadır.
    MADDE 105 - YARIŞLAR

    Yetkili makamlardan izin almaksızın düzenlenen bir yarışta meydana gelen zararlar, zarara sebep olan motorlu aracın sorumluluk sigortası tarafından karşılanır. Böyle bir durumda sigortacı, yarış için özel sigortanın yapılmamış olduğunu bilen veya gerekli özenin gösterilmesi halinde bilebilecek olan işletene rücu edebilir.
    Yarış düzenleyiciler, yarışa katılanların veya onlara eşlik edenlerin araçları ile gösteride kullanılan diğer araçların sebep olacakları gösteriye katılmayan 3. şahısların zararlarından dolayı motorlu işletenin sorumluluğuna ilişkin hükümler uyarınca sorumludur.
    Buna karşılık yarışçıların veya onlarla birlikte araçta bulunanların uğrayacakları zararlarla, gösteride kullanılan araçların uğradıkları zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere tabidir.

    Yarış düzenleyicisinin, yarışa katılanlar ve yardımcı kişilerin yarış esnasında 3. kişilere verecekleri zararları karşılamak üzere bir sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Yapılacak olan bu özel tip sigorta nedeniyle zarar gören kişi sigortacıya başvurup zararın tazminini talep edebilecektir.
    İzin alınmadan yapılmış olup, bunun bir sonucu olarak özel sigorta yapılmamış ise yarışa katılan aracın sigortacısı, zarar gören 3. kişilere ödemede bulunacak, bu durumda yarış için özel sigorta yaptırmadığını bilen ya da bilebilecek durumda olan işletene rücu edebilecektir.
    MADDE 106 - DEVLETE VE KAMU TÜZEL KİŞİLERİNE AİT ARAÇLAR

    Yasa hükmünde belirtilen kamu tüzel kişileri de, Karayolu Trafik Kanunu’nun 85. maddesi anlamında işleten niteliği ile ve tehlike ilkesine göre zarardan sorumlu tutulmuştur. Bu araçların mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
    Devlet Demir Yolları’nın Sorumluluğu; Trenler karayolunda değil de ray üzerinde giden araçlar olduğundan, Karayolu Trafik Kanunu’na tabi değildir. Ancak trenler motorlu araç olduğundan, hemzemin geçitlerde meydana gelen kazalardan Devlet Demiryolu idaresi Karayolu Trafik Kanunu’nun hükümlerince işleten olarak sorumludur.
    MADDE 107 - ÇALINAN VEYA GASP EDİLEN ARAÇLARDA SORUMLULUK
    Bir aracı çalarak veya gasp ederek ondan izinsiz yararlanan kişi, Karayolu Trafik Kanunu hükümlerine göre aynen işleten gibi aracın 3. kişilere verdiği zarardan sorumludur.
    Aracın çalınmış veya gasp edilmiş olduğunu bilen ve gereken özeni gösterdiği takdirde bilebilecek olan sürücü de onunla birlikte müteselsilsen sorumludur.

    Kanun, gasp veya çalınma sonucunda 3. kişilere uğradığı zarardan aracı işletenin sorumlu olduğunu kabul etmektedir. Ancak bu sorumluluk kusur sorumluluğudur. İşleten kendisinin ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin aracın çalınması veya gasp edilmesinde bir kusuru olmadığını ispatlarsa sorumluluktan kurtulur.

    İşletenin sorumluluğu söz konusu ise aracın mali sorumluluk sigortasını yapan sigorta şirketinin de sorumluluğu devam edecektir. Ancak işletenin sorumluluğu yoksa sigorta şirketinin sorumluluğu da yoktur. Çalınmış veya gasp edilmiş motorlu araç bir olaya sebep olmuş ise, işleten de sorumlu değilse kişiye gelen zararlar, 108. madde uyarınca Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı (Garanti Fonu) tarafından karşılanmaktadır.
    d) Karayolu Trafik Kanunu’nun sekizinci kısım dördüncü bölümünde “Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı” ile ilgili aşağıda yer alan maddeler yer almaktadır.
    MADDE 108 - KARAYOLU TRAFİK GARANTİ SİGORTASI HESABI - GARANTİ FONU

    Zarara uğrayanın, karşısında muhatap bulamadığı hallerde zararını sineye çekmesi hukuka uygun değildir. Bu nedenle zarar gören 3. kişilerin Garanti Fonu’na başvurabileceği 108. maddede hüküm altına alınmıştır.
    Zorunlu mali mesuliyet sigortasına tabi olması gereken, ancak sigorta yaptırmamış ya da plakası tespit edilememiş bir aracın verdiği zararlarda, sigortayı yapmış sigorta şirketinin mali bünye zafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde zararı ödenmeyen kimselerin; kişiye ya da mala gelen zararları işletenin sorumluluğu kurallarına göre, zorunlu sigorta tazminat limitleri dâhilinde Garanti Fonu kapsamına alınmıştır. Fon, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne bağlıdır.
    Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı (Garanti Fonu) karşıladığı zararlar ve şartları;
    a) Kaza yapan aracın tespit edilememiş olması halinde; kişiye gelen bedensel zararlar, ölüm halinde destek zararı, yaralanma halinde tedavi giderleri,
    b) Motorlu aracın sigorta yaptırmamış olması halinde; kişiye gelen bedensel zararlar, ölüm halinde destek zararı, yaralanma halinde tedavi giderleri,
    c) Sigortayı yapmış sigorta şirketinin mali bünye zafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde; bu durumda hem mala hem de bedensel zarara ilişkin zararlar,
    ödenir.
    d) Çalınmış ya da gasp edilmiş aracın kazaya neden olması halinde, Karayolu Trafik Kanunu’nun 107. maddede öngörülmüş durumlarda (kişiye gelen zararlar) burada Garanti Fonu’nun zararı karşılaması için araç sahibinin aracın çalınmasında veya gasp edilmesinde hiçbir kusurunun bulunmaması şartı aranmaktadır. Araç sahibi kusurlu ise Garanti Fonu sorumlu olmaz. Aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketi sorumludur.
    Kazaya sebep olan aracın işleteninin sonradan bulunması halinde Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı, işletene ve sigortacısına rücu edebilir, diğer durumlarda da Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı’nın sorumlulara başvurma ve sigortacının iflas masasına katılma hakları saklıdır.
    e)Karayolu Trafik Kanunu’nun sekizinci kısım beşinci bölümünde “Zamanaşımı” ile ilgili aşağıda yer alan maddeler yer almaktadır.
    MADDE 109 - ZAMANAŞIMI
    1. Karayolu Trafik Kanunu kapsamında zamanaşımı;
    a) Mala gelen zararlarda; zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten iki yıl ve her halükarda kaza tarihinden itibaren 10 sene,
    b) Kişiye gelen zararlarda;
    Maddi zararlar; zarar gören, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten iki yıl ve her halükarda kaza tarihinden itibaren 10 sene,
    Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüşse; ceza kanununda ceza için öngörülen zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. Burada sürücü veya işleten ayırımı yapılmamıştır. Uzatılmış zamanaşımının uygulanması için sürücünün mahkum olması şartı aranmaz.
    c) Manevi tazminatta zamanaşımı; Karayolu Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde manevi tazminatta B.K.’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin uygulanması hüküm altına alınmış olup, buna göre; B.K. 60. maddesine göre 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülse de, Yargıtay’ın bir kararında “dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüşse, bu süre manevi tazminat açısından da uygulanır.”
    2) Karayolu Trafik Kanunu’nun kapsamına girmeyen haksız fiillerde zamanaşımı;
    B.K. 60. maddesine göre zamanaşımı, zarar görenin zararı ve faili öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda 10 yıldır. Ancak eylem suç ise ve ceza kanununda daha uzun bir süre öngörülmüşse, zamanaşımı süresi ceza kanununda fiil için belirtilen zamanaşımı süresidir.
    Sigortacıya (Sigorta şirketine) karşı zamanaşımı;
    a) Zarar görenin sigortaya başvurması durumunda; Karayolu Trafik Kanunu’nda sigortacıya karşı açılacak davalarda zamanaşımı konusunda özel bir açıklama yoktur. Bu durumda 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri burada da uygulanmaktadır. Cezayı gerektiren bir fiil varsa ceza kanunundaki zamanaşımı uygulanır.
    b) Sigortalının sigortacıya (sigorta şirketine) başvurması durumunda; TTK. 1268. maddesine göre sigortalı ile sigortacı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan taleplerde zamanaşımı süresi 2 yıldır.
    c) Sigortacının rücu davasında; zarar görenin zarar verene karşı taleplerinde uygulanan zamanaşımı burada uygulanır. Burada zamanaşımının sigortacı açısından ne zaman başlayacağı önemlidir. Sigorta şirketinin rücu davasında zamanaşımı süresi, halefinin (zarar görenin) faili öğrenme tarihinden itibaren başlar.
    III. KARAYOLU YOLCU TAŞIMACILIĞI ZORUNLU KOLTUK FERDİ KAZA SİGORTASI
    Uluslararası veya şehirlerarası yolcu taşıyan araçların yolcuları, sürücüleri ve sürücü yardımcıları, taşımacılık hizmetinin başlamasından bitimine kadar seyahat süresi içinde (mola ve duraklamalar dahil) maruz kalacakları her türlü kaza neticesine karşı sigortalandıkları bir sigorta türüdür.
    Bu sigorta türü şehirlerarası yolcu taşımaları hakkında yönetmelik hükümleri gereğince zorunlu olan bir sigorta türü olup, yolcu taşımacılığı yapan otobüslerin bu sigortayı yaptırmamış olması halinde yolcu taşımacılığı yapmalarına izin verilmez.
    Bu sigorta türünde sürücü ve yardımcıları ile yolcuların ölüm, yaralanma veya sakatlanmaları halinde sigortaca tazminat ödemesi yapılmakta, tedavi giderleri karşılanmaktadır.
    Bu sigorta türünün bir özelliği de maktu bir sigorta türü olmasıdır. Özellikle ölüm halinde sigorta poliçesinde belirlenen limitin tamamı hiçbir kesinti yapılamadan ödenir. Yani destekten yoksunluk hesabı yapılmaz.
    IV. KASKO SİGORTASI
    Sadece sigortalı aracın uğrayacağı hasarların teminat altına alındığı sigorta türüdür. Bu sigorta türünde, sigortalı aracın 3. kişilere verdiği zararlar sigorta kapsamında değildir.
    Bu sigorta türünde, sigorta aracın kaza sonunda uğradığı hasarı karşılamakta olup, araç sürücüsünün sigortalı kişi olup olmamasının veya sürücüsünün % 100 kusurlu olup olmamasının önemi yoktur. Ancak meydana gelen zarar sigortalının kasti bir hareketi sonucu oluşursa, sigorta şirketi zarardan sorumlu değildir.
    Aynı şekilde kaza yapan sürücünün ehliyetsiz olması veya sürücünün alkollü olması ve kazanın alkolün etkisiyle meydana gelmiş olması halinde, sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmamaktadır.
    V. YEŞİLKART SİGORTASI
    Motorlu taşıtların zorunlu mali mesuliyet sigortasına dahil, Avrupa sözleşmesine dahil seyahat edilecek birbirine yabancı ülkelerin zorunlu mali mesuliyet sigortaları üniform uluslararası sigortadır.

    Bir Türk aracının yabancı bir ülkede, yabancı plakalı bir aracın Türkiye’de kaza yapması halinde kaza yapılan ülkelerin poliçe kapsamında olduğunun anlaşılması halinde sigorta bedeli ödenmektedir.
    Türkiye’de yabancı plakalı aracın hasar meydana getirmesi halinde, ilgili belgeler eklenerek Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna müracaat edilmesi gerekmektedir.
    Anlaşmayı imzalayan ülkelerden birisindeki büronun üyesi olan sigorta şirketi tarafından düzenlenecek bir Yeşilkart poliçesini taşıyan bir motorlu araç, bu anlaşmaya dahil bir yabancı ülke karayolunda seyrederken kazaya neden olup, bu kazada zarar gören 3. kişiler bulunup da bunlar sigortalıya karşı tazminat talebinde bulunursa, Yeşilkart sigortası o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali mesuliyet sigortası gibi kabul edilerek, kendi ülkesinde tespit edilen limit dahilinde zarar görenin bu zararını karşılayacaktır. Limitler Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre tespit edilmektedir.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 5:28 pm