İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, son
dönemlerde terörün Türkiye gündeminde önemli yer işgal ettiğini
belirtti.
İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri
Kır, tüm dünyada olduğu son dönemlerde terörün Türkiye gündeminde de
önemli yer işgal ettiğini belirterek, ''(Örgütün yeni dönemde izlediği
strateji) Bu süreçte, bölücü terör örgütünün 4-5 kişilik küçük gruplar
halinde, riski az, nispeten kolay hedeflere saldırılar düzenlediği, el
yapımı mayın ve el yapımı patlayıcıları yoğun olarak kullandığı ve
uzaktan taciz eylemlerine ağırlık verdiği görülmektedir'' dedi.
Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlenen basın
bilgilendirme toplantısında konuşan Tümgeneral Kır, terörle mücadelenin
çok zor bir mücadele şekli olduğunu, sabır, metanet, tecrübe, dayanışma
ve her şeyden önemlisi kararlılık istediğini söyledi.
Türk
Silahlı Kuvvetleri Terörle Mücadele ve Mükemmeliyet Merkezi'nin
yayımladığı 01-31 Mayıs 2010 dönemini kapsayan aylık terör raporunda,
tüm dünyada toplam 850 terör olayının meydana geldiğini ve bu raporda
bin 305 kişinin yaşamını yitirdiğinin yer aldığını belirten Kır, ''Tüm
dünyada olduğu gibi terör ülkemizin gündeminde de önemli yer işgal
etmektedir. Son dönemde terör olaylarında artış olduğu gözlenmektedir''
dedi.
Kır, son 4 ayla ilgili verileri değerlendirerek,
şunları kaydetti:
''Bu dönemin en belirgin olaylarından
birisi 20 Mayıs 2010 tarihinde, istihbarat kaynakları tarafından büyük
bir grubun Irak'ın kuzeyinden yurt içine doğru hareket halinde olduğu ve
sınıra yakın bir karakol ya da üs bölgesine saldırıda bulunacağı
bilgisi üzerine Hakurk bölgesinde icra edilen hava harekatıdır. Bu
olayda öncelikle alınan istihbarat uygun bir şekilde değerlendirilmiş ve
yapılan hava operasyonu ile bölücü terör örgütüne büyük kayıplar
verdirilmiştir. Elde edilen bilgilerden bölücü terör örgütünün bu
operasyonda 100'ün üzerinde kayıp verdiği anlaşılmıştır. Mart ayı
başından bugüne kadar geçen 3,5 aylık süre içerisinde sağ olarak ele
geçen teröristler hariç olmak üzere toplam 30 terörist etkisiz hale
getirilmiştir. Yine bu dönemde Hakurk bölgesinde icra edilen hava
harekatı neticesinde de terör örgütünün kayıplarının 100'ün üzerinde
olduğu dikkate alınırsa, örgütün bu dönemde de verdiği kayıp sayısının
130 civarında olduğu anlaşılmaktadır. Son günlerde basında yer alan bazı
haberler de bu sonucu teyit etmektedir.''
Kır, aynı
süre zarfında, toplam 43 personelin şehit olduğunu, ayrıca bu dönemde
teslim olan terörist sayısının da 60 olduğunu bildirdi.
Terör
örgütünün kendine göre sözde ''eylemsizlik süreci'' olarak
isimlendirdiği 01 Haziran 2010 tarihine kadarki dönemde, eylem profilini
düşük tuttuğunu kamuoyuna göstermeye çalıştığını anlatan Kır, terör
örgütünün daha çok EYP/EYM tipi, riski az eylemleri ön plana çıkardığını
kaydetti.
Terör örgütünün 1 Haziran 2010 tarihinden
itibaren Güneydoğu dışındaki bölgelere de eylemlerini yayma girişimi
gayreti içine girdiğini kaydeden Kır, ''Ancak, uzun süre hareketsiz
kalan teröristler gevşeme ve dağınıklık göstermiş, örgütten kaçışlarda
artış meydana gelmesi ve özellikle kendilerini muhatap olarak kabul
ettirme isteklerine dayanarak 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren
eylemlerini artırarak, Güneydoğu dışındaki bölgelere de yayma gayreti
içine girmiştir'' dedi.
-YOK OLMAMA ENDİŞESİ-
Örgütün yeni dönemde izlediği strateji hakkında da
açıklamalarda bulunan Kır, şöyle konuştu:
''Bu süreçte,
bölücü terör örgütünün 4-5 kişilik küçük gruplar halinde, riski az,
nispeten kolay hedeflere saldırılar düzenlediği, EYP/EYM'leri yoğun
olarak kullandığı ve uzaktan taciz eylemlerine ağırlık verdiği
görülmektedir. Kalabalık gruplar yerine, küçük gruplarla ve daha geniş
bir bölgede hareket etme düşüncesinin temelinde, yok olmama ve varlığını
devam ettirebilme endişesi yatmaktadır. Bölücü terör örgütünün bu
dönemdeki amacına, silahlı eylem ve terör faaliyetlerini Türkiye'nin
geneline yaymak, ülkenin tamamının güvensiz olduğu algısını yaratmak,
eylem ve saldırıları ile toplumu etnik temele dayalı çatışma ve kaos
ortamına sürüklemek olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede bölücü
terör örgütü, güvenlik güçlerini ve sivil halkı hedef alan silahlı
eylemler ve halkı provoke edici faaliyetlerle, yaşanan süreci doğrudan
etkileme gücü olduğunu kamuoyuna göstermeye ve kendisinin muhatap
alınmasının gerektiği mesajını vermeye çalıştığı gözlemlenmektedir.
Bölücü terör örgütünün kamuoyu ve tabanı üzerinde yeterli
etkiyi sağladığını, süreci kontrol ettiğini ve inisiyatifin kendisinde
olduğu imajını oluşturduğunu değerlendirdiği ana kadar, eylemlerini
artırarak devam ettirmeye çalışacağı kıymetlendirilmektedir.''
-MORAL DEĞERLER-
Tümgeneral Kır,
Genelkurmay Başkanlığı Karargahında yapılan basın bilgilendirme
toplantısındaki konuşmasında, teslim olan ve yakalanan bölücü terör
örgütü mensuplarının, örgütten ayrılma nedenleri hakkında bilgiler
verdi.
Teslim olan ve yakalanan bölücü terör örgütü
mensuplarıyla görüşmeler yapıldığını belirten Kır, ''Yapılan
görüşmelerde, bölücü terör örgütünden ayrılma nedeni olarak, yapılan
operasyonlar, hava harekâtı ve topçu atışları neticesinde her an
öldürülme korkusu, başta anne ve kardeş olmak üzere aile özlemi ve
ailelerin terör örgütünden ayrılma konusundaki telkinleri, kendilerine
verilen sözler ve beklentilerin gerçekleşmediğinin görülmesi, gelecek
kaygısı ve belirsizlik ortamı, arazi ve hava şartlarından kaynaklanan
ikmal, iaşe ve barınma güçlükleri, örgüt içi gruplaşma ve iç
hesaplaşmalar sonucu bir gün infaz edileceği endişesi, evlenme ve yuva
kurma özlemi gibi hususların ön plana çıktığı görülmektedir'' dedi.
TSK'nın, Türk milletinin TSK'ya verdiği desteği, terörle
mücadelede bir kuvvet çarpanı olarak ''moral değerlerin'' en önemli
kaynağı olarak gördüğünü ifade eden Kır, ''Türk ordusu için yüce
milletimizin verdiği manevi destek, yürütülen mücadelede bizlere verilen
en önemli katkıdır. Özellikle yürütülen bu mücadelede en değerli
varlığı olan evladını kaybeden anne ve babaların acısını bizler de
yüreklerimizde hissediyoruz. Onların tarifi imkansız bu büyük acı
karşısında gösterdikleri metanet ve onurlu duruş, bizlerin mücadele
azmini daha da artırmaktadır. Bugüne kadar yürütülen bu mücadelede
verilen şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle yad ediyor, bu
mücadelede TSK'nın yanında yer alan, her türlü desteği esirgemeyen
kadirşinas halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz'' dedi.
-SORULAR-
Bilgilendirmenin ardından Tümgeneral Kır ile
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kır, ''Şırnak
Uludere bölgesindeki çatışma sonrası yapılan ve hava harekatı ve
operasyon faaliyetleri sonrası birliklerimiz çekildi mi?'' şeklindeki
bir soruya, ''O gün akşam itibariyle birliklerimiz, takvim metni içinde
de ifade edilen çerçevede görevlerini yapıp, tekrar sınır bölgesindeki
üs bölgelerine dönmüşlerdir'' dedi.
Güler, ABD ile
istihbarat paylaşımı yönünde bir sıkıntı bulunup bulunmadığı yönündeki
bir soruyu ise ''ABD askeri makamları ile yürütülmekte olan istihbarat
paylaşımı mekanizması gayet başarılı bir şekilde yürütülmektedir. Bu
konuda herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir'' şeklinde yanıtladı.
dönemlerde terörün Türkiye gündeminde önemli yer işgal ettiğini
belirtti.
İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri
Kır, tüm dünyada olduğu son dönemlerde terörün Türkiye gündeminde de
önemli yer işgal ettiğini belirterek, ''(Örgütün yeni dönemde izlediği
strateji) Bu süreçte, bölücü terör örgütünün 4-5 kişilik küçük gruplar
halinde, riski az, nispeten kolay hedeflere saldırılar düzenlediği, el
yapımı mayın ve el yapımı patlayıcıları yoğun olarak kullandığı ve
uzaktan taciz eylemlerine ağırlık verdiği görülmektedir'' dedi.
Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlenen basın
bilgilendirme toplantısında konuşan Tümgeneral Kır, terörle mücadelenin
çok zor bir mücadele şekli olduğunu, sabır, metanet, tecrübe, dayanışma
ve her şeyden önemlisi kararlılık istediğini söyledi.
Türk
Silahlı Kuvvetleri Terörle Mücadele ve Mükemmeliyet Merkezi'nin
yayımladığı 01-31 Mayıs 2010 dönemini kapsayan aylık terör raporunda,
tüm dünyada toplam 850 terör olayının meydana geldiğini ve bu raporda
bin 305 kişinin yaşamını yitirdiğinin yer aldığını belirten Kır, ''Tüm
dünyada olduğu gibi terör ülkemizin gündeminde de önemli yer işgal
etmektedir. Son dönemde terör olaylarında artış olduğu gözlenmektedir''
dedi.
Kır, son 4 ayla ilgili verileri değerlendirerek,
şunları kaydetti:
''Bu dönemin en belirgin olaylarından
birisi 20 Mayıs 2010 tarihinde, istihbarat kaynakları tarafından büyük
bir grubun Irak'ın kuzeyinden yurt içine doğru hareket halinde olduğu ve
sınıra yakın bir karakol ya da üs bölgesine saldırıda bulunacağı
bilgisi üzerine Hakurk bölgesinde icra edilen hava harekatıdır. Bu
olayda öncelikle alınan istihbarat uygun bir şekilde değerlendirilmiş ve
yapılan hava operasyonu ile bölücü terör örgütüne büyük kayıplar
verdirilmiştir. Elde edilen bilgilerden bölücü terör örgütünün bu
operasyonda 100'ün üzerinde kayıp verdiği anlaşılmıştır. Mart ayı
başından bugüne kadar geçen 3,5 aylık süre içerisinde sağ olarak ele
geçen teröristler hariç olmak üzere toplam 30 terörist etkisiz hale
getirilmiştir. Yine bu dönemde Hakurk bölgesinde icra edilen hava
harekatı neticesinde de terör örgütünün kayıplarının 100'ün üzerinde
olduğu dikkate alınırsa, örgütün bu dönemde de verdiği kayıp sayısının
130 civarında olduğu anlaşılmaktadır. Son günlerde basında yer alan bazı
haberler de bu sonucu teyit etmektedir.''
Kır, aynı
süre zarfında, toplam 43 personelin şehit olduğunu, ayrıca bu dönemde
teslim olan terörist sayısının da 60 olduğunu bildirdi.
Terör
örgütünün kendine göre sözde ''eylemsizlik süreci'' olarak
isimlendirdiği 01 Haziran 2010 tarihine kadarki dönemde, eylem profilini
düşük tuttuğunu kamuoyuna göstermeye çalıştığını anlatan Kır, terör
örgütünün daha çok EYP/EYM tipi, riski az eylemleri ön plana çıkardığını
kaydetti.
Terör örgütünün 1 Haziran 2010 tarihinden
itibaren Güneydoğu dışındaki bölgelere de eylemlerini yayma girişimi
gayreti içine girdiğini kaydeden Kır, ''Ancak, uzun süre hareketsiz
kalan teröristler gevşeme ve dağınıklık göstermiş, örgütten kaçışlarda
artış meydana gelmesi ve özellikle kendilerini muhatap olarak kabul
ettirme isteklerine dayanarak 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren
eylemlerini artırarak, Güneydoğu dışındaki bölgelere de yayma gayreti
içine girmiştir'' dedi.
-YOK OLMAMA ENDİŞESİ-
Örgütün yeni dönemde izlediği strateji hakkında da
açıklamalarda bulunan Kır, şöyle konuştu:
''Bu süreçte,
bölücü terör örgütünün 4-5 kişilik küçük gruplar halinde, riski az,
nispeten kolay hedeflere saldırılar düzenlediği, EYP/EYM'leri yoğun
olarak kullandığı ve uzaktan taciz eylemlerine ağırlık verdiği
görülmektedir. Kalabalık gruplar yerine, küçük gruplarla ve daha geniş
bir bölgede hareket etme düşüncesinin temelinde, yok olmama ve varlığını
devam ettirebilme endişesi yatmaktadır. Bölücü terör örgütünün bu
dönemdeki amacına, silahlı eylem ve terör faaliyetlerini Türkiye'nin
geneline yaymak, ülkenin tamamının güvensiz olduğu algısını yaratmak,
eylem ve saldırıları ile toplumu etnik temele dayalı çatışma ve kaos
ortamına sürüklemek olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede bölücü
terör örgütü, güvenlik güçlerini ve sivil halkı hedef alan silahlı
eylemler ve halkı provoke edici faaliyetlerle, yaşanan süreci doğrudan
etkileme gücü olduğunu kamuoyuna göstermeye ve kendisinin muhatap
alınmasının gerektiği mesajını vermeye çalıştığı gözlemlenmektedir.
Bölücü terör örgütünün kamuoyu ve tabanı üzerinde yeterli
etkiyi sağladığını, süreci kontrol ettiğini ve inisiyatifin kendisinde
olduğu imajını oluşturduğunu değerlendirdiği ana kadar, eylemlerini
artırarak devam ettirmeye çalışacağı kıymetlendirilmektedir.''
-MORAL DEĞERLER-
Tümgeneral Kır,
Genelkurmay Başkanlığı Karargahında yapılan basın bilgilendirme
toplantısındaki konuşmasında, teslim olan ve yakalanan bölücü terör
örgütü mensuplarının, örgütten ayrılma nedenleri hakkında bilgiler
verdi.
Teslim olan ve yakalanan bölücü terör örgütü
mensuplarıyla görüşmeler yapıldığını belirten Kır, ''Yapılan
görüşmelerde, bölücü terör örgütünden ayrılma nedeni olarak, yapılan
operasyonlar, hava harekâtı ve topçu atışları neticesinde her an
öldürülme korkusu, başta anne ve kardeş olmak üzere aile özlemi ve
ailelerin terör örgütünden ayrılma konusundaki telkinleri, kendilerine
verilen sözler ve beklentilerin gerçekleşmediğinin görülmesi, gelecek
kaygısı ve belirsizlik ortamı, arazi ve hava şartlarından kaynaklanan
ikmal, iaşe ve barınma güçlükleri, örgüt içi gruplaşma ve iç
hesaplaşmalar sonucu bir gün infaz edileceği endişesi, evlenme ve yuva
kurma özlemi gibi hususların ön plana çıktığı görülmektedir'' dedi.
TSK'nın, Türk milletinin TSK'ya verdiği desteği, terörle
mücadelede bir kuvvet çarpanı olarak ''moral değerlerin'' en önemli
kaynağı olarak gördüğünü ifade eden Kır, ''Türk ordusu için yüce
milletimizin verdiği manevi destek, yürütülen mücadelede bizlere verilen
en önemli katkıdır. Özellikle yürütülen bu mücadelede en değerli
varlığı olan evladını kaybeden anne ve babaların acısını bizler de
yüreklerimizde hissediyoruz. Onların tarifi imkansız bu büyük acı
karşısında gösterdikleri metanet ve onurlu duruş, bizlerin mücadele
azmini daha da artırmaktadır. Bugüne kadar yürütülen bu mücadelede
verilen şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle yad ediyor, bu
mücadelede TSK'nın yanında yer alan, her türlü desteği esirgemeyen
kadirşinas halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz'' dedi.
-SORULAR-
Bilgilendirmenin ardından Tümgeneral Kır ile
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kır, ''Şırnak
Uludere bölgesindeki çatışma sonrası yapılan ve hava harekatı ve
operasyon faaliyetleri sonrası birliklerimiz çekildi mi?'' şeklindeki
bir soruya, ''O gün akşam itibariyle birliklerimiz, takvim metni içinde
de ifade edilen çerçevede görevlerini yapıp, tekrar sınır bölgesindeki
üs bölgelerine dönmüşlerdir'' dedi.
Güler, ABD ile
istihbarat paylaşımı yönünde bir sıkıntı bulunup bulunmadığı yönündeki
bir soruyu ise ''ABD askeri makamları ile yürütülmekte olan istihbarat
paylaşımı mekanizması gayet başarılı bir şekilde yürütülmektedir. Bu
konuda herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir'' şeklinde yanıtladı.