Demokrati Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Salim
Ensarioğlu, Diyarbakır il teşkitalıyla birlikte partilerinden istifa
ettiğini açıkladı.
Ensarioğlu, DP il binasında düzenlenen basın
toplantısında, ailesi ve dostları olarak 1950'li yıllarda DP saflarında
siyasete başladıklarını ve DP'nin 60 yıla yakın süredir demokrasi
mücadelesi bayraktarlığını üstlendiğini ve 1960 ihtilali ile DP'nin
kapatıldığını belirterek, daha sonra bu partinin devamı olan Adalet
Partisi ve Doğru Yol Partisi kurucuları arasında yer aldıklarını
hatırlattı.
Merkez sağda birlik arzusuyla Anavatan
Partisi ile birleşme sürecini gerçekleştirdiklerini anlatan Ensarioğlu,
daha sonra olağanüstü kongre ile partilerinin misyonuna ve vizyonuna
uygun kadrolara bırakılacağının tasarlandığını, ancak gelinen süreçte
bunun gerçekleşmediğini aktardı.
Kimseyi suçlamak
istemediğini, son 10-15 yıldır Diyarbakır'da kendi yaptıkları
hizmetlerle binlerce insanı kucaklamalarına rağmen yaptıkları hizmetleri
zaman zaman partilerinin genel başkanlarına anlatmak zorunda
kaldıklarını ve bunun çok acı olduğunu vurgulayan Ensarioğlu, şöyle
dedi:
''Yarın kongremiz var. Kongrede, kimse yanlış
anlamasın, ön plandayım, flaş isimim. Buna rağmen bu noktaya geldik,
çünkü seçmeninden farklı bir noktadalar. Eksen kayması olmuş. Biz bunu
artık taşıyamıyoruz. Bunun burada noktalanması gerektiğine inandım. İl
ve ilçe başkanları ve yönetimle görüştüm. Ekseni kaymış ve halktan
kopmuş olarak gördüğümüz için bu kararı verdik. Çok zor bir olaydır.
Kürt seçmeninden kopmuş, bölgeden kopmuş. Şu saatten itibaren DP'den
istifa ediyoruz. Kimse ile bir görüşmemiz olmadı. Kendi kararımızdır.
Ben ve dostlarım bağımsız olarak Türkiye'de değişen siyaseti takip
edeceğiz. Partim referanduma da karşı. Bu da bizi çok sıkıntıya soktu.
Bana göre ihtilalin hazırladığı bir Anayasayadır. Bu Anayasa, Türküyle
Kürdüyle herkesi kucaklayacak sivil bir Anayasa olmalı. Tamamı
değişmelidir. Partimin hayır demesine karşıyız.''
-ERGENEKON
OLAYI-
''Ben Ergenekon olayına Sayın Cindoruk'tan
farklı bakıyorum. Menderes'in asılması, Özal'ın öldürülmesi, Musa
Anter'in öldürülmesi Engenekon'dur'' diyen Ensarioğlu, Ergenekon'un
devletin içinde kendini devletten daha güçlü, daha iyi kullanan ve
insanları çıkarları için kullanan bir grup olduğunu savundu.
Ergenekon'un
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana olduğunu ileri süren Ensarioğlu,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ben de Ergenekon'dan çok
zarar gördüm ve sıkıntı yaşadım. Ergenekon'dan dolayı bana 12 yıl koruma
verilmiştir. İlk defa açıklıyorum. 1998 yılında Milli Güvenlik Kurulu
raporu geldi. Türk-Kürt ayrımı yapılıyordu. Ben rapora karşı çıktım ve
istifamı istedim. Bana rica ve emrettiler raporu imzalamam için.
İmzalamadım ve birinci hedef oldum. 8 yıldır milletvekili değilim, ancak
korumalarım halen yanımda. Türkiye bunu yeni tartışıyor, ben yıllardır
biliyorum Ergenekon'u. Ben doğru yapmışım. Ergenekon'un yanlış olduğunu
biliyorum. İnancım ve halkım için yine karşı çıkarım.''
Ensarioğlu, Diyarbakır il teşkitalıyla birlikte partilerinden istifa
ettiğini açıkladı.
Ensarioğlu, DP il binasında düzenlenen basın
toplantısında, ailesi ve dostları olarak 1950'li yıllarda DP saflarında
siyasete başladıklarını ve DP'nin 60 yıla yakın süredir demokrasi
mücadelesi bayraktarlığını üstlendiğini ve 1960 ihtilali ile DP'nin
kapatıldığını belirterek, daha sonra bu partinin devamı olan Adalet
Partisi ve Doğru Yol Partisi kurucuları arasında yer aldıklarını
hatırlattı.
Merkez sağda birlik arzusuyla Anavatan
Partisi ile birleşme sürecini gerçekleştirdiklerini anlatan Ensarioğlu,
daha sonra olağanüstü kongre ile partilerinin misyonuna ve vizyonuna
uygun kadrolara bırakılacağının tasarlandığını, ancak gelinen süreçte
bunun gerçekleşmediğini aktardı.
Kimseyi suçlamak
istemediğini, son 10-15 yıldır Diyarbakır'da kendi yaptıkları
hizmetlerle binlerce insanı kucaklamalarına rağmen yaptıkları hizmetleri
zaman zaman partilerinin genel başkanlarına anlatmak zorunda
kaldıklarını ve bunun çok acı olduğunu vurgulayan Ensarioğlu, şöyle
dedi:
''Yarın kongremiz var. Kongrede, kimse yanlış
anlamasın, ön plandayım, flaş isimim. Buna rağmen bu noktaya geldik,
çünkü seçmeninden farklı bir noktadalar. Eksen kayması olmuş. Biz bunu
artık taşıyamıyoruz. Bunun burada noktalanması gerektiğine inandım. İl
ve ilçe başkanları ve yönetimle görüştüm. Ekseni kaymış ve halktan
kopmuş olarak gördüğümüz için bu kararı verdik. Çok zor bir olaydır.
Kürt seçmeninden kopmuş, bölgeden kopmuş. Şu saatten itibaren DP'den
istifa ediyoruz. Kimse ile bir görüşmemiz olmadı. Kendi kararımızdır.
Ben ve dostlarım bağımsız olarak Türkiye'de değişen siyaseti takip
edeceğiz. Partim referanduma da karşı. Bu da bizi çok sıkıntıya soktu.
Bana göre ihtilalin hazırladığı bir Anayasayadır. Bu Anayasa, Türküyle
Kürdüyle herkesi kucaklayacak sivil bir Anayasa olmalı. Tamamı
değişmelidir. Partimin hayır demesine karşıyız.''
-ERGENEKON
OLAYI-
''Ben Ergenekon olayına Sayın Cindoruk'tan
farklı bakıyorum. Menderes'in asılması, Özal'ın öldürülmesi, Musa
Anter'in öldürülmesi Engenekon'dur'' diyen Ensarioğlu, Ergenekon'un
devletin içinde kendini devletten daha güçlü, daha iyi kullanan ve
insanları çıkarları için kullanan bir grup olduğunu savundu.
Ergenekon'un
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana olduğunu ileri süren Ensarioğlu,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ben de Ergenekon'dan çok
zarar gördüm ve sıkıntı yaşadım. Ergenekon'dan dolayı bana 12 yıl koruma
verilmiştir. İlk defa açıklıyorum. 1998 yılında Milli Güvenlik Kurulu
raporu geldi. Türk-Kürt ayrımı yapılıyordu. Ben rapora karşı çıktım ve
istifamı istedim. Bana rica ve emrettiler raporu imzalamam için.
İmzalamadım ve birinci hedef oldum. 8 yıldır milletvekili değilim, ancak
korumalarım halen yanımda. Türkiye bunu yeni tartışıyor, ben yıllardır
biliyorum Ergenekon'u. Ben doğru yapmışım. Ergenekon'un yanlış olduğunu
biliyorum. İnancım ve halkım için yine karşı çıkarım.''