Al Pacino  Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

Al Pacino  Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Al Pacino

    Theseus
    Theseus
    Üsteğmen
    Üsteğmen


    Nereden : ..:.T.C.:..
    Üyelik : 10/03/10
    Yaş : 32
    Mesaj Sayısı : 1514
    Rep Gücü : 18662
    Başarı Sistemi : 2
    Doğum tarihi : 23/02/92
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Merlin

    Al Pacino  Empty Al Pacino

    Mesaj tarafından Theseus Paz Tem. 25, 2010 5:47 pm

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Uzun süren sinema kariyeri boyunca, Hollywood'un baş aktörlerinden biri olarak görülen Al Pacino, 25 Nisan 1940'ta New York, Doğu Harlem'de dünyaya geldi. Güzel sanatlar Okulu'na giderken 17 yaşında okuldan ayrıldı ve çeşitli işlerde çalışmaya başladı.

    Bir yandan da oyunculuk dersleri alan Pacino, zaman zaman çıktığı gösterilerde oyunculuğunu geliştirdi. 1966 yılında " Actors Studio " da eğitim için hak kazandı. Daha sonra James Earl Jones ile çalıştığı The Place Creep'de rol aldı. 1967-68 tiyatro sezonunda zalim bir sokak serserisini oynadığı " The Indian Wants the Bronx " ile Obie Ödülleri En Iyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.

    Al Pacino'nun Broadway'de sahneye çıktığı ilk oyun " Does the Tiger Wear a Necktie ? " dir. Her ne kadar oyun kırk gösterimden sonra kaldırıldı ise de Pacino, topluma uyum sağlayamayan bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı rolüyle Tony Ödülü'nün sahibi oldu. Al Pacino'nun kariyerindeki ilk filmi, 1969 yılında çevirdiği Me, Natalie' dir. Bir sene sonra yine bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı Panic in Needle Park her ne kadar başarısız bulunsa da, üstün bir performans sergileyen Al Pacino büyük övgüler aldı.

    Buradaki başarısıyla, yapımcılığını Paramount'un üstlendiği, Francis Ford Coppola'nın " The Godfather " ( Baba ) filminde Michael Carleone rolünü oynamaya hak kazanacaktır. Bu filmdeki muhteşem performansı ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday gösterilerek çıkışına devam eden Pacino, 1973'te Scarecrow filmiyle pek iyi bulunmazken, polis draması " Serpico " ve " The Godfather Part II " ( Baba 2 ) gibi sükse yapan filmler ile karnesini düzeltti.

    Baba 2 ile üçüncü defa Oscar'a aday gösterilen Al Pacino, 1975 yılında çevrilen " Dog Day Afternoon "da, homoseksüel sevgilisinin cinsiyet değiştirme ameliyatının parasını karşılamak için banka soymaya kalkan bir aşığı canlandırdı. Başarılı filmlerle ününe ün katan Pacino, 1977 tarihli, otomobil yarışlarını konu alan " Bobby Deerfield " daki kötü performansı ile inişe geçti.

    Çareyi Broadway oyunlarına dönmekte buldu ve başrolünü oynadığı The Basic Training of Pavlo Hummel ile ikinci kez Tony ödülünün sahibi oldu. Hollywood'a döndükten sonra rol aldığı ...And Justice for All ile eleştirmenlerin gönlünü alamasa da sinemaseverlerin gönlünde bir defa daha taht kurdu.

    Pacino'nun daha sonra rol aldığı filmleri, seri bir homoseksüel katilin peşinde olan bir polis memurunu canlandırdığı " Cruising ", ve " Author Author " adlı komedi iş yapmadı. 1983 yılında Brian De Palma'nın yönettigi, şiddeti bol " Scarface " ( Yaralı Yüz ) ise ilk gösterildiğinde vasat bulunmasına karşın daha sonra sinemanın kült filmleri arasındaki yerini aldı.

    Fakat başarının arkasından tekrar başarısızlık geldi ve Pacino tarihsel epik " Revolution " ( Devrim )'dan sonra gözlerden uzaklaştı. Bu arada " The Local Stigmatic " filmiyle yönetmenliği denedi. Ki bundaki başarısı filmin sinemalarda hiç gösterilmemiş olması ile eşleştirilebilir.

    Al Pacino'nun dönüşü, 1989'da çekilen " Sea of Love " ( Aşk Denizi ) filmi ile oldu. Film büyük sükse yaptı. Pacino yeniden bir stardı! 1990'da gösterişli bir gangsteri oynadığı " Dick Tracy " ile altıncı kez Oscar'a aday olan Pacino, aynı yıl çevrilen, üçlemenin üçüncü ayağı " The Godfather Part III " ( Baba 3 ) 'dekendisinden bekleneni veremedi.

    Ertesi yıl çevirdiği romantik komedi " Frankie and Johnny " ve ardından gelen Glengarry Glen Ross, vasatı geçemeyen filmleriydi. Uzun süren sessizliğin ardından " Scent of a Woman " ( Kadın Kokusu ) 'ndaki muhteşem oyunculuğu ile nihayet Oscar heykelciğine kavuşmayı başardı.

    1993'te Brian De Palma ile tekrar çalıştığı " Carlito's Way " ve 1995'te Michael Mann'in yazıp yönettigi, ve Robert De Niro'nun canlandırdığı bir hırsızın peşindeki polisi oynadığı Heat ile kariyerine devam eden Pacino, 1996'da politik bir dram olan " City Hall "da rol aldı. Fakat o sene dikkatleri daha çok yazıp yönettiği ve rol aldığı Looking for Richard ile çekti.

    1997 senesinde genç Hollywood starları ile çevirdiği filmler gündemdeydi. Önce Johnny Depp ile " Donnie Brasco " ve sonra Keanu Reeves ile " The Devil's Advocate " ( Şeytanın Avukatı ) ... Al Pacino, 1999 yapımı " The Insider " ( Köstebek ) ile sinemaseverlerin karşısında. Başrolü Russel Crowe ile paylaşan Pacino , sigara şirketlerinin halktan gizlediği sırların anlatıldığı ve yayın aşamasında kıyametin koptuğu " 60 Dakika " adlı programın yapımcısı Jeffrey Wigand'ı canlandırdı.

    2000 yılında yönetmenliğini Oliver Stone'un üstlendiği ve başrollerinde Cameron Diaz, James Woods ve Dennis Quaid gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı " Any Given Sunday" ( Kazanma Hırsı ) adlı filmde oynayan aktör, Tony D'Amato adında futbol aşığı bir koçu canlandırdı.

    Filmleri:
    *(2007) Torch
    *(2007) Rififi
    *(2006) 88 Minutes
    *(2005) Two for the Money
    *(2005) Merchant of Venice, The
    *(2003) Gigli
    *(2003) Recruit, The
    *(2002) People I Know
    *(2002) S1m0ne
    *(2002) Insomnia
    *(2000) Chinese Coffee
    *(1999) Any Given Sunday
    *(1999) Insider, The
    *(1997) Devil's Advocate, The
    *(1997)Donnie Brasco
    *(1996) City Hall
    *(1995) Heat
    *(1995) Two Bits
    *(1993) Carlito's Way
    *(1992) Godfather Trilogy: 1901-1980, The
    *(1992) Scent of a Woman
    *(1992) Glengarry Glen Ross
    *(1991) Frankie and Johnny
    *(1990) Godfather: Part III, The
    *(1990) Dick Tracy
    *(1989) Local Stigmatic, The
    *(1989) Sea of Love
    *(1985) Revolution
    *(1983) Scarface
    *(1982) Author! Author!
    *(1980) Cruising
    *(1979) Justice for All
    *(1977) Bobby Deerfield
    *(1975) Dog Day Afternoon
    *(1974) Godfather: Part II, The
    *(1973) Serpico
    *(1973) Scarecrow
    *(1972) Godfather, The
    *(1971) Panic in Needle Park, The
    *(1969) Me, Natalie

    Ödülleri
    1968: Obie- En iyi aktör, The Indian Wants the Bronx
    1969: Tony- En iyi yardımcı erkek oyuncu, Does a Tiger Wear a Necktie?
    1969: Drama Desk- Does a Tiger Wear a Necktie?
    1969: Theater World- Does a Tiger Wear a Necktie?
    1972: National Board of Review- En iyi yardımcı erkek oyuncu, The Godfather
    1972: National Society of Film Critics- En iyi erkek oyuncu, The Godfather
    1973: National Board of Review- En iyi yardımcı erkek oyuncu, Serpico
    1973: Golden Globe: En iyi erkek oyuncu (Drama), Serpico
    1974: BAFTA-En iyi erkek oyuncu The Godfather - Part II
    1975: Los Angeles Film Critics- En iyi erkek oyuncu, Dog Day Afternoon
    1975: BAFTA- En iyi erkek oyuncu, Dog Day Afternoon
    1977: Tony- En iyi erkek oyuncu, The Basic Training of Pavlo Hummel
    1992: Golden Globe- En iyi erkek oyuncu(Drama), Scent of a Woman
    1992 - Oscar - En iyi erkek oyuncu: Scent of a Woman
    1996: Independent Feature Project: Gotham Ödülü, Yaşamboyu Başarı Ödülü
    1996: Directors Guild of America- Belgesel Yönetmeni, Looking for Richard
    1997: Boston Society of Film Critics- En iyi erkek oyuncu, Donnie Brasco
    2000: Film Society of Lincoln Center: Kariyer Başarı Ödülü
    2000:Hollywood Foreign Press Association- Cecil B. DeMille Ödülü
    2004: Emmy - Dizi filmde başarılı aktör, Angels in America
    Theseus
    Theseus
    Üsteğmen
    Üsteğmen


    Nereden : ..:.T.C.:..
    Üyelik : 10/03/10
    Yaş : 32
    Mesaj Sayısı : 1514
    Rep Gücü : 18662
    Başarı Sistemi : 2
    Doğum tarihi : 23/02/92
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Merlin

    Al Pacino  Empty Geri: Al Pacino

    Mesaj tarafından Theseus Paz Tem. 25, 2010 5:47 pm

    Al Pacino
    "Acınası adamı oynamak eğlencelidir"

    Soygun filmlerinin dönüşünü müjdeleyen serinin üçüncü halkası "Ocean's 13"te çetenin karşısına zorlu bir rakip çıkıyor. Birbirinden yıldız, birbirinden ödüllü Ocean ekibinin son mücadelesi oyunculuk anlamında hepsini havada karada katlayabilecek, zor rollerin adamı Al Pacino'yla yaşanacak... 8 Haziran'da kamuya açık yaşanacak bu mühim olaydan hemen önce üstat Al Pacino'nun filmi ve rolünü anlattığı röportajı Türkiye'de yalnızca Yeni Aktüel'de!

    Kırmızı köşede, Las Vegas'ta soyulmadık yer bırakmayan milyonlarca dolarlık yıldızlardan oluşan çete; mavi köşedeyse yılların eskitemediği Al Pacino!.. Ocean's 13 filminin özeti bu. Yeni Aktüel hiç çekinmeden, utanmadan, hemen "devlerin savaşı"nı kimin kazanacağını açıklıyor: İzleyici! Hollywood'da yıldızlar için bile ekmek aslanın ağzında ama izleyici için keyif bir bilet kadar uzakta. Öyle ya tam "Aman âlemin sağlam kazanan oyuncularından oldum, rakiplerim tozumu yuttu" diye rahat bir nefes alacakken, kader karşınıza Al Pacino'yu çıkarabiliyor... Siz en "cool"undan ve en "olmuş"undan bir adamın karşısında yeniden kendinizi ispat etmeye çalışırken, izleyici rahat koltuğunda, klimalı salonunda bu manzaranın tadını çıkarıyorAz sonra okuyacağınız röportajda da göreceğiniz üzere Al Pacino da en az izleyici kadar olayın tadına varmış; ve "çocuklar"ın arasında pek bir eğlenmiş.

    - İlk iki filmin hayranlarından mıydınız?
    "Ocean's 11"in hayranlarındandım. "12"yi ise bir türlü izleyemedim, ama seyretmek için sabırsızlanıyorum.
    - Sizce filmin başarısının sırrı ne?
    Doğrusu iyi bir hikâyeydi. Tüm çocuklar ve yönetmen Steven Soderbergh filmin içine girmiş ve eğlenmişlerdi. Bulaşıcı bir şeydi bu hal.
    - Brian Koppelman ve David Levien'ın senaryosu için ne düşünüyorsunuz?
    Filmi yapma nedenlerimden biri bu; çok iyi bir senaryoydu. Buna şaşırmış değilim ama aslına bakarsanız bir seriden bu kadar iyi bir şey beklemiyorsunuz pek.
    - Diğer filmlerin sesini ve tonunu yakalamışlar...
    ...Ve sürpriz unsurlarını. Eğlenceliydi.

    "At gözlüğü takmış kişileri oynamayı severim"

    - Canlandırdığınız Willy Bank karakterinden söz eder misiniz?
    Biraz megaloman bir tip. İşi onun her şeyi, otelleri onun her şeyi; o kadar ki çevresinde olup biten başka her şeye gözlerini kapamış. Sonuç olarak onun çöküşünü hazırlayan şey de tek bir yöne bakıyor olması. At gözlüğü takmış kişileri oynamayı severim. Bank'i oynamak da bu nedenle eğlenceliydi.
    - Birçok otel yapmış; hepsi de çok başarılı olmuş ve her biri gitgide daha da büyümeye devam ediyor.
    Buradaki soru şu: Ne kadar ileri gidebilirsiniz? O, kendine özgü yollarla, kendi mahvına neden olacak şekilde sınırları zorluyor. Adeta yazgısını görüyor ve beraberinde çılgın bir dans yapıyor. Son yolculuğu nasıl olacak? Steven'la bazı açılardan bir palyaçoyu andıran ama aynı zamanda çok büyük bir gücü elinde tutan bu karakter hakkında konuştuk. Zaten amaç da bu, kolay olmayan bir karakteri üstlenmek.
    - Danny Ocean'ın dünyasını çetedekiler kadar iyi biliyor mu?
    Ah, evet. Rakibini tanıyor. Ayrıca bir bakıma sapıkça bir şekilde, bu tür oyunlara girmeyi eğlenceli buluyor. Ne var ki, olayların hızlı akışına kendini kaptırıyor. Ulaştığı patronluk konumunun tadını çıkarıyor. Ona benzeyen birtakım adamlarla tanıştım; oldukça yoğun insanlar. 42 bin çalışanı olan biriyle konuştum örneğin; "parlak" kelimesi bu adamı tanımlamaya yetmez. Demek istediğim şu ki, ben daha sormadan soracağım soruların cevaplarını verdi. Herkesten bir adım öndeydi.
    - Böyle adamların otelleri hakkında her ayrıntıyı bildiği hissine kapılıyorsunuz çünkü her şey organizasyonun bir parçası Evet, ama benim karakterim bunu birazcık daha ileri götürüyor. Adeta gülünçleştiriyor. İlk gerçek sinir krizine doğru ilerliyor, bence. Çetedeki çocuklar da istediğini verecek ona.
    - Beş Yıldız Pırlanta Ödülü saplantısı için ne diyeceksiniz?
    Willy Bank için o bir Oscar. Bazı insanların Oscar takıntısı vardır, bazılarının yoktur. Bence birçok açıdan Beş Yıldız Pırlanta onun hayattan ve insanlarla gerçek bağlar kurmaktan kaçma yolu. Bunların yerine Beş Yıldız Pırlanta'yla bağ kuruyor. Yani yaşam amacı o ödül oluyor ki aslında acınası bir şey bu.
    - Bana Bank Oteli'nden söz eder misiniz?
    Bu otel bir bakıma Bellagio'nun çarpık bir modeli. Bu filmde yaptıkları şey, her şeyi alıp biraz abartarak gösterişli şeyler elde etmekti. Mükemmel bir şekilde organize edilmiş ve düşünülmüştü. Bunu gerçekten takdir ettim.
    - Bank için setlerde çekim yapmak nasıldı?
    Muhteşemdi. Bu setler o ışıltılı dünyayı ayaklarınızın önüne seriyor. Hem ferahlatıcı hem de heyecan verici. Tamam karşımızdaki yer Vegas ama işte buranın farklı bir enerjisi var.
    - Yapımcı Jerry Weintraub'la daha önce birlikte çalışmış mıydınız?
    Evet, çalışmıştım. Harika bir yapımcıdır. Jerry her an orada olan bir yapımcıdır. Bu işe gerçekten ilgi duyar. Bunu yapmaktan hoşlanır ve siz de bunu hissedersiniz; o yüzden herkes ona ayak uydurur. Nasıl bir anlayış beslediğini bilirsiniz. Çevrenizde böyle birinin olması iyidir.
    - Yönetmen olarak Steven Soderbergh'le çalışmak nasıldı?
    O harika bir yönetmen. Ne kadar harika olduğunu duymuştum; ve elbette çok güzel filmlerini izlemiştim. Çevresinde olmak ve onunla çalışmak en müthiş deneyimlerimden biri oldu. Sahnenin sizin için canlanmasını öyle bir sağlıyor ki kendinizi bir filmdeymiş gibi hissetmiyorsunuz. Her şey çok kolay oluyor. Derler ya bu iş için doğmuş, işte bu söz tam ona göre. Ambiyans yaratıyor, ki yönetmenlerin yaptığı en harika şeylerden biridir bu. Ayrıca oyuncu olarak size özgürlük sağlayan o rahatlığı sunuyor. İzlediğini biliyorsunuz. Onunla daha önce hiç çalışmamıştım. Buluştuk ve biraz konuştuk; hassas biri olduğunu anladım. Kendisiyle çalışmak gerçek bir ödüldü

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 9:59 am