Sat Komandolarina Ne Oluyor?  Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

Sat Komandolarina Ne Oluyor?  Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Sat Komandolarina Ne Oluyor?

    By BiLiNMeZ
    By BiLiNMeZ
    SD Admin
    SD Admin


    Nereden : İstanbul
    Üyelik : 03/09/09
    Mesaj Sayısı : 5443
    Rep Gücü : 38076
    Başarı Sistemi : 11
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Dikkat: Bu Site Bağımlılık Yapar

    Sat Komandolarina Ne Oluyor?  Empty Sat Komandolarina Ne Oluyor?

    Mesaj tarafından By BiLiNMeZ Salı Tem. 13, 2010 5:55 pm

    Sat Komandolarina Ne Oluyor?
    --------------------------------------------------------------------------------

    Silahlı kuvvetlerimiz bünyesindeki çeşitli fonksiyonlardaki teşkilatlardan biri de SAT (Su Altı Taarruz Timi)'dir Günümüzde ordu bölümlerinin ve teşkilatların değişen değer ve önemlerinden birisi de hava ve deniz alanındaki kalifiye asker ihtiyacının arttığıdır Bu bağlamda güzide ve önemli bir teşkilat olan SAT ve ona bağlı komandolar Türk ordu geleneğinde bağlayıcı bir yer almışlardır Bu bağlamda dikkatimizi çeken bir noktaya değinmek, bizim dikkatimizi çeken bir görünmez tehlikenin başkaları tarafından da düşünülmesini sağlamak görevimizdir Olay 1) Birkaç sene önce SAT komandosu Hayati Akbıyık evine giderken bıçaklanarak öldürüldü Olayın failleri 3 kişiydi ve üçü de "kürt" kökenli idi SAT komandosunu daha önceden tanımıyorlardı ve Hayati Akbıyık'ın düşmanı da yoktu Katiller olayın sebebini "Yanımızdan geçerken ayağımıza bastı, bu yüzden tartıştık ve öldürdük" şeklinde açıkladılar Gerçekten olay bu şekilde gerçekleşmişti Gazetelerin arşivlerinde bu bilgiler mevcuttur Yani bir SAT komandomuz "yanlışlıkla ayağına bastığı" üç adet "kürt" tarafından katledilmişti Olay 2) Geçtiğimiz günlerde Taksim'de gene bir SAT komandosu tinerciler diye tabir edilen 4 adet sabıkalı genç tarafından öldürüldü Bu gençlerin de tamamı "kürt" kökenliydi "Tinerci vahşeti" ve "toplumsal dramımız" diye lanse edilen bu olay bir çarpıtmaydı Zira katillerin evleri, babalarının işleri ve ailelerinin onlara bakacak paraları vardı Yani evsiz, barksız, yurtsuz garibanlar değildiler Sadece diğer binlerce "kürt" gibi vahşeti seçen kişilerdi Bu olayın sebebi de "SAT komandosundan sigara, para istedik Vermeyince bıçakladık" şeklinde kamuoyuna yansıdı Şimdi soruyoruz: İyi eğitimli, yakın döğüş ve birçok döğüş sporları konusunda uzman SAT komandoları nasıl oluyor da kendilerini bile savunamadan bir çırpıda "bıçaklanıveriyorlar"? Meydana gelen olayların sadece basit bir sebebe bağlı görünmesi kimsenin midesini bulandırmıyor mu? Bu gibi şeylerin özellikle SAT komandolarının başına gelmesi bir tesadüf müdür? En önemlisi bu cinayetleri gerçekleştirenlerin hepsinin de "kürt" kökenli olması bir tesadüf müdür? Düşmanı küçümsemek, "onların buna aklı ermez" diyerek hafife almak ve konu üzerinde düşünmemek bize hiçbir şey kazandırmaz, aksine reflekslerimizi zayıflatır ve bizi tepkisiz bir sürü haline getirir Unutmayalım ki, karşımızda kılıcını çekerek meydan okuyan bir düşman değil, içimize girerek bizi içeriden bitirmeye çalışan, sinsi sinsi yurdumuzu işgal eden ve mayalarında "kalleşlik ve hainlik" kavramı olan bir topluluk var Dolayısıyla bunlardan mertçe bir çarpışma beklemek safdillik olur Değerlerimizi baltalamak, törelerimizi adetlerimizi yavaş yavaş yok ederek yerine kendi ilkel ve vahşi anlayışlarını ikame etmek ve en önemlisi Türklüğü askerlikten ayırmak için her türlü yolu denemek, yakın gelecekte bizlere vurmayı düşündükleri son darbenin (!) altyapısını oluşturmaktadır Bu bağlamda yazılan "Mehmedin Kitabı" adlı araç psikolojik savaşın bir parçasıdır, televizyonlarda gördüğümüz kürdü yüceltip Türk tipini yerin dibine batıran diziler de bir psikolojik savaştır, yayın organlarında gazilere değer verilmediği ve önlerine bürokratik engeller çıkartıldığı abartısı da psikolojik savaşın bir parçasıdır Yazdığımız SAT komandolarının uğradığı bu saldırıların sayısı bizim basından takip edebildiğimiz kadarıyla sınırlıdır Basına yansımayan, ya da bizim gözümüzden kaçan diğerlerinin varlığına inanıyoruz Yinelemek gerekirse bunlara "komplo teorisi" deyip geçmek, düşmanı küçümsemek kolay ve zararlı olanıdır Diğerini yapmakla bir şey kaybedilmez Bu olay temsilinde şüphe duyduğumuz olguları elimizden geldiğince araştıralım ve birbirimizle paylaşalım Unutmayalım ki, Sivas'ta yakılan 37 kişinin "intikamını" PKK Başbağlar'da bir o kadar insanımızı katlederek aldığını vurgulamış ve Türk solundan birtakım kesimleri yanına çekmişti Bir taşla iki kuş! Musa Anter'in yıllarca kin kustuğu Uğur Mumcu, Özgür Politika gazetesine sözde sürgündeki kürt parlamentosu başkanı Yaşar Kaya'nın "Uğur Mumcu gibi Mehmetçik gazeteciler önümüzü tıkıyorlar ve bizi yaralıyorlar, böylelerinin kafası koparılmalıdır" demecinden bir hafta sonra öldürülmüştür Daha sonra Uğur Mumcu ve Musa Anter'in fotoğrafını aynı resme ko***** tabelalara "Basın Şehitleri" yazmışlar ve olayın failini de "Devlet" olarak kamuoyuna enjekte etmişlerdir Bu psikolojik savaş ve bilinçaltı mesajları toplumun büyük kesiminde etkili olmuş ve bu kesimler bir nevi amaçlarına ulaşmışlardır SAT komandolarına yönelik saldırıların arkasından da böyle bir plan çıkabilir Hamaseti, sloganları, düşmanı küçümsemeyi bir yana bırakıp derin düşünmeli ve "En iyi savunma saldırıdır" sözünü benimseyerek bu savaşta üzerimize düşen görevi elimizden geldiğince yerine getirmeliyiz

      Forum Saati Ptsi Mayıs 06, 2024 2:14 pm