Türk Musikisinde Makam Kavramı ve Makamlar Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

Türk Musikisinde Makam Kavramı ve Makamlar Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Türk Musikisinde Makam Kavramı ve Makamlar

    Theseus
    Theseus
    Üsteğmen
    Üsteğmen


    Nereden : ..:.T.C.:..
    Üyelik : 10/03/10
    Yaş : 32
    Mesaj Sayısı : 1514
    Rep Gücü : 18659
    Başarı Sistemi : 2
    Doğum tarihi : 23/02/92
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Merlin

    Türk Musikisinde Makam Kavramı ve Makamlar Empty Türk Musikisinde Makam Kavramı ve Makamlar

    Mesaj tarafından Theseus C.tesi Haz. 05, 2010 8:42 am

    Türk Müsikisi makamlarının ayrıntısına geçmeden bu konuda okuduğum bir makaleyi paylaşmak istiyorum.Özellikle amatör olarak ilgilenenler için bakış açısı olarak güzel yönlendirmeler içeriyor.
    TÜRK MÜZİĞİNDE MAKAMLAR Türk müziği denir denmez, çoğunluğun aklına ilk gelen merak konusu, makamların ne olduğu ve birbirlerinden nasıl ayırt edildikleridir. Sözlük ve ansiklopedilerdeki açıklamalar da malesef biz amatör müzik severlerce anlaşılamamaktadır. Çoğu kimse bu anlaşılmazlığı, açıklamaların yetersizliğine bağlarlar. Aslında, makamın ne olduğu ve makamların birbirinden nasıl ayrılabileceği teknik bir konudur ve eğitim gerektirir. Bu nedenle bu yazıda, müzik eğitimi almamış müzik severlere, makam konusunu pratik olarak anlatmak(olabildiğince) amaçlanmıştır.

    Gelin önce, makamın sözlük tanımından işe başlayalım ;

    Arapça kaame-yekuumu(ayakta durmak) fiil kökünden gelen makam kelimesi, İslamın ilk yıllarında Kuran-ı Kerimi ayakta okuyanların durduğu yere denirdi. Yani, sözlük anlamı ile makam(kaa uzun okunur), kıyam edilen, durulan, durulacak yer, durak demektir. Zamanla, devlet görevlilerinin bulundukları mevkii belirtmek için kullanılır oldu. Elbetteki müzikteki makamın bununla bir ilgisi yok.

    Belli giriş, gelişme ve bitiş kurallarına göre kullanılan müzik dizelerine Uygurlar "kök" ve "küg" şeklinde okunabilen bir isim vermişlerdi. İşte makam, bu anlamda ilk defa Azeri bilgini Meragalı Hoca Abdülkadir tarafından,1418 tarihli Makaasıdü'l-elhan adlı kitabında kullanılmış ve öylece yerleşmiştir.

    Bizim müziğimizdeki ezgiler, Batı müziğinde olduğu gibi serbestçe değil, girişi, gelişmesi ve bitişi belirli olan bir düzen içinde kullanılırlar. Ezginin dolaşımını düzenleyen bu kurallara seyir adı verilir. Makamlara kişilik, lezzet ve kokusunu veren, işte bu hayati önemdeki, bestecilerin değiştiremeyeceği seyir kurallarıdır. Makamı, bazı kitapların yaptığı gibi, bir durakla-bir güçlü etrafına toplanmış seslerin genel durumu diye tanımlamak, bir bilinmeyene iki bilinmeyen daha katmak olur; durak ne, güçlü ne gibi. Oysa, makamın sırrı seyirdedir.

    Peki, makamlar birbirinden nasıl ayırt edilir? Bu soru, aynı forma ile oynayan Macar ve Çek takımlarını nasıl ayırt ederiz veya şöhretli iki ressamın resimlerini imzalarına bakmadan nasıl birbirinden ayırt ederiz sorusuna benzer. Çocukluğundan beri resim yapan, daha ilkokuldayken ödül almış, suluboyadan karakaleme, ondan yağlıboyaya geçmiş ve lise yıllarından itibaren resim sergilerinden çıkmamış olan bir insan için, değişik resim üsluplarını ayırt etmek zor olur mu? Bu merak, şöhretli ressamların tablolarını imzaları olmasa bile, kolaylıkla teşhis edilebilecek seviyeye getirilebilir. İşte, müzikte böyledir. Resim yapmada nasıl gözle elin işbirliği şartsa, müzikte de kulakla hafızanın işbirliği şarttır. Yani, ancak uzun yıllar müziğe emek vermiş ve Türk müziğini öğrenmiş kişiler, makamları birbirinden ayırtedebilirler.

    Fakat, müzikle amatörce ilgilenmiş müzik severler de, makam duyularını şu pratik metodla geliştirebilirler :

    Makam adlarına göre alfabetik herhangi bir güfte kitabından, dilinize takılan bir şarkının hangi makamda olduğunu fihristten bulup, o makamda başka hangi şarkıları mırıldanabildiğinizi işaret edin. Böylece hem makamın özelliklerini tanımış, hem de kendinize küçük bir repertuar yapmış olursunuz. Bunun yanı sıra, radyo ve TV'deki fasıl programlarını dinleyip, bildiğiniz ve bilmediğiniz parçalar arasındaki "genel hava" bağını kurarak makamın genel karakterini anlamaya çalışın. Örneğin, "Yaslı gittim şen geldim" türküsünü kendi kendinize mırıldanırken, rast makamını hissetmeye başlarsınız. Bunun için sesinizin güzel olması gerekmez. Dünyada herkesin iyi-kötü birşeyler mırıldanabilecek kadar sesi vardır. Eğer rast makamını duyduğunuzda hemen fark etmek istiyorsanız, bol bol rast makamında değişik eserler dinleyip, bu şekilde mırıldanacaksınız. Zamanla, rast makamının nasıl bir havası(ezgi karakteri) olduğunu, kulağınızda ve dilinizde canlandırabileceksiniz.

    Mırıldandığınız parçaların melodileri birbirinden farklı olmasına rağmen, onların ortak bir tarafını yakalayacaksınız. İşte o taraf, seyir dediğimiz şeydir ki, makam ailelerini meydana getirirler. Bu ortak tarafların yoğun bir belirginlik kazanması ve parçadan parçaya değişmemesi haline, müzikte makam denir. Tüm makamları tanımak ancak profesyonellerin işidir. Bir dinleyici olarak, rast, nihavent, uşşak, hicaz, hüseyni, segah, hüzzam, saba ve kürdilihicazkar gibi birkaç temel makamı tanımak yeterli olabilir.

    Uşşak ile Bayati, Hüseyni ile Muhayyer, Saba ile Bestenigar makamları arasındaki farkları, ancak, nota okuyan, şarkı söyleyen veya saz çalan profesyoneller farkedebilir.

    Türk müziğinde, tarih boyunca icad edilmiş, 600' e yakın makam vardır. Bu makamlarla 40 bine yakın parça bestelenmiştir. Bugün kullanılan makamların sayısı ise 70-80 kadardır. Radyo-TV ve konserlerde kullanılan repertauarın 3-4 bin civarında olduğu söylenebilir.

    Derleyen : Fevzi Dedehayır - 1 Mayis 2003

    Kaynak eserler :
    Cinuçen Tanrıkorur / Biraz da müzik
    Zeki Yılmaz / Türk Musikisi Dersleri
    Ferit Devellioğlu / Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 11:10 pm