Mehter Marşları Sözleri Ve Tarihçesi Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

Mehter Marşları Sözleri Ve Tarihçesi Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Mehter Marşları Sözleri Ve Tarihçesi

    Theseus
    Theseus
    Üsteğmen
    Üsteğmen


    Nereden : ..:.T.C.:..
    Üyelik : 10/03/10
    Yaş : 32
    Mesaj Sayısı : 1514
    Rep Gücü : 18659
    Başarı Sistemi : 2
    Doğum tarihi : 23/02/92
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Merlin

    Mehter Marşları Sözleri Ve Tarihçesi Empty Mehter Marşları Sözleri Ve Tarihçesi

    Mesaj tarafından Theseus C.tesi Haz. 05, 2010 8:35 am

    Çağrı
    Yine de Şahlanıyor
    Buna Er Meydanı Derler
    Kırımdan Gelirim
    Mehter Vuruyor
    Artar Cihatla Şanımız
    Eski Malazgirt Marşı
    Yelkenler Biçilecek
    Sancak Marşı
    Osman Paşa Marşı
    Ey Gaziler
    Mehter Marşı
    Estergon Kal'ası

    İhtiyatlar Silah Çatmış
    Eski Ordu Marşı
    Devlet Marşı
    Genç Osman
    26 Ağustos Marşı
    Ceddin Deden
    Sivastopol Marşı
    Türkün Savaşları (Fetih Marşı)
    Tarihi Çevir
    Malazgirt Marşı
    Gül Yüzünde Göreli
    Ordunun Duası




    Çağrı
    ''Vakt-i sürûru sefâ, Mehterbaşı Hey! Hey!''
    ''Merhabâ ey mehterân!''
    ''Merhabâ, Mehterbaşı!''
    ''Hasduuur!'' (Meselâ: ''Der fasl-ı Acem âşirân, cihâd-ı ekber marş!'' derdi.)
    ''Haydi ya Allah!''

    YİNE DE ŞAHLANIYOR
    Yinede şahlanıyor aman
    Kolbaşının yandım da kır atı
    Görünüyor yandım aman
    Bize serhad yolları.
    Davullar çalınsın aman
    Aman da ceng-i cengide harbiyi
    Görünüyor yandım aman
    Bize sefer yolları.
    Gâhi sefer olur aman
    Aman da sefer seferde eyleriz
    Hazan erişince aman
    Bahar güzel severiz.
    Gülyüzlü yari de aman
    Aman da hile ile de severiz
    Sefersiz olamaz aman
    Aman er evlaları.Hicaz
    Kemal ALTINKAYA

    BUNA ER MEYDANI DERLER
    Buna er meydanı derler
    Bunda söz olmaz yandım aman aman
    Çifte yürekli erkekler
    Şahım gelir bu yane yandım aman aman.
    Ele bele dine imânım
    İhanet olmaz yandım aman aman
    Okurlar fermânı imanım
    Yandım kıyarlar cane yandım aman aman.
    Hicaz
    Kemal ALTINKAYA

    KIRIMDAN GELİRİM
    Kırım’dan gelir gelirim
    Adım da Sinan’dır hey aman
    Kılıncımın suyu yar suyu
    Kandır da dumandır hey
    Kırım’dan gelir gelirim
    Atım da araptır hey aman
    Gizlenme Nemce rü Nemçe rû
    Sinan da buradadır hey
    Meydan da burdadır hey.
    MEHTER VURUYOR
    Mehter vuruyor tarihin aksetmede yâdı
    Andık yine, Fatih’le, Süleyman’ı, Murad’ı.
    Kös sesleri sarsın bütün İstanbul’u yer yer
    Geçsin önümüzden, koca gazi ve şehitler.

    Türk ordusunun şan dolu bir satvetidir bu
    Fethin, Mahaç’ın, Niğbolu’nun haşmetidir bu.
    Mehter bize bir ruh veriyor, tâ nerelerden
    Meriçlerle,Çanakkale,Yemen’den, Kore’lerden.
    Süzinak
    Faruk GÜRTUNCA
    ARTAR CİHATLA ŞANIMIZ
    Artar cihadla şanımız
    Fahr-i Resûl sultanımız
    Şer-i bize insanı Hak
    Uğrunda aksın kanımız.
    Türk oğluyuz
    Ünvanlı, namlı, şanlıyız
    Allah deyu harb ederiz
    Var nusrete imanımız.
    Acemaşiran
    İsmail Hakkı Bey
    ESKİ MALAZGİRT MARŞI
    Bir Cuma sabahı, Allah’a karşı
    Malazgirt’te ellidörtbin er
    Ellidörtbin er, ellidörtbin er
    Söylemişler en güzel marşı.
    Allahü ekber, Allahü ekber
    Allahü ekber, Allahü ekber
    Allahü ekber, Allahü ekber
    Allahü ekber, Allahü ekber.
    Rast
    YELKENLER BİÇİLECEK
    Yelkenler biçilecek,yelkenler dikilecek
    Dağlardan çektirilen kalyonlar çektirilecek.

    Elde sensin dilde sen gönüldesin baştasın
    Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın
    Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
    Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan
    Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan.
    Rast
    Arif Nihat ASYA
    SANCAK MARŞI
    Ertuğrul’un ocağında uyandın
    Şehitlerin kanlarıyla boyandın
    Nice düşman kâl’asına uzandın
    Sana selam ey şanlı Türk sancağı
    Çırpınarak dalgalanır kanadın
    Gökyüzüne çıkmak mıdır muradı
    Gölgende can vermek ister evlâdın
    Sana selam ey şanlı Türk sancağı
    Rast
    İzzettin Bey
    OSMAN PAŞA MARŞI
    Tuna nehri akmam diyor
    Etrafımı yıkmam diyor
    Şanı büyük Osman Paşa
    Pilevne’den çıkmam diyor.
    Düşman Tunayı atladı
    Karakolları yokladı
    Osman Paşa’nın kolunda
    Beşbin top birden patladı
    EY GAZİLER
    Ey gaziler yol göründü
    Yine garip serime
    Dağlar taşlar dayanamaz
    Benim ah u zârıma.

    Dün gece yâr hanesinde
    Yastıcağım taş idi
    Altım toprak; üstüm yaprak
    Yine gönlüm hoş idi.
    Isfahan
    Yavuz Sultan Selim
    MEHTER MARŞI
    Gâfil ne bilir neş’ve-i pür-şevk-i vegâyı
    Meydân-ı celâdetteki envar-ı sefâyı
    Merdân-ı gazâ aşk ile tekbir tekbirler alınca
    Titretti yine, rû-yı zemin arş-ı semâyı.
    Allah yolunda cenk edelim şân alalım şan
    Kur’an’da vaadediyor Hazret’iYezdan.
    Mahur
    ESTERGON KAL’ASI
    Estergon Kâl’ası bre dilber aman
    Su başı durak aman
    Kemirir gönlümü bre dilber aman
    Bir sinsi firak.
    Gönül yar peşinde bre dilber aman
    Yar ondan ırak aman
    Akam Tuna akma bre şahin aman
    Ben bir dertliyim.
    Yar peşinden amanda gezer
    Koşar yandım kara bahtlıyım.
    Hicaz
    Kemal ALTINKAYA
    İHTİYATLAR SİLAH ÇATMIŞ
    İhtiyatlar silah silah çatmış
    Ah yolun üstüne hey aman aman
    Nazlı yarim geli geli vermiş
    Sol dizin üstüne adaş aman aman
    Gözün yaşı durmaz akar
    Gülyüzün üstüne hey aman aman
    Şimden sonra haram haram olsun
    Bu yerler bana adaş aman aman.
    Hicaz
    Kemal ALTINKAYA


    ESKİ ORDU MARŞI
    Ey şanlı ordu,ey şanlı asker
    Haydi gazanfer, umman-ı safter
    Bir elde kalkan, bir elde hançer
    Serhadde doğru ey şanlı asker.
    Deryada olsa herşey muzaffer
    Dillerde tekbir, Allahü ekber
    Allahü ekber, Allahü ekber
    Ordumuz olsun daim muzaffer.
    Rast
    İsmail Hakkı Bey
    DEVLET MARŞI
    Askerlerin hâzır silah
    Kuvvetlenir sûlh u salâh
    Devlet bulur feyz ü felah
    Meşhur olur bu istilâh.
    Askerlerin kişver-küşâ
    Türk devleti sen çok yaşa.
    Orduların etse sefer
    Yol gösterir avn ü zafer
    Mansûr olur her bir nefer
    Düşman kalır bî-tâb-fer.
    Rast
    Fethi SAZÇALAN
    GENÇ OSMAN
    Of of Genç Osman dediğin bir küçük uşak
    Beline bağlamış ibrişim kuşak of of.
    Aman Askerin içinde birinci uşak
    Allah Allah deyip geçti Genç Osman of of.
    Of of Genç Osman dediğin bir küçük aslan
    Bağdat’ın içime girilmez yastan of of.
    Aman her ana doğurmaz böyle bir aslan
    Allah Allah deyip geçti Genç Osman of of.
    Of of Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtı
    Düşmanın cümlesi önünden kaçtı of of.
    Aman kelle koltuğunda üç gün savaştı
    Allah Allah deyip geçti Genç Osman of of.
    Kayıkçı Kul Mustafa
    26 Ağustos Marşı
    Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi,
    Senin uğrunda ölen o ordu budur Ya Rabbi,
    Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed-namın,
    Galib et çünkü bu son ordusudur İslamın...
    CEDDİN DEDEN
    Ceddin deden, neslin baban
    Hep kahraman Türk milleti
    Orduların, pekçok zaman
    Vermiştiler dünyaya şan.
    Türk milleti, Türk milleti
    Aşk ile sev milliyeti
    Kahret vatan düşmanını
    Çeksin o mel’un zilleti.
    Hüseyni
    İsmail Hakkı Bey
    Sivastopol Marşı

    Sivastopol önünde yatar gemiler,
    Atar da Nizam topunu, yerle gök inler.
    Yardımcıdır bize kırklar yediler,
    Sılasına kavuşmaz aslan yiğitler,
    Aman da kaptan paşa emir ver bize,
    Sılada nişanlımız duacı size...

    Sivastopol önünde yıkık minare,
    Düşman dedikleri gelmez imane,
    Erenler geliyor bize imdade,
    Aman da kaptan paşa emir ver bize,
    Sılada nişanlımız duacı size...

    Sivastopol önünde musalla taşı,
    Sırma kılıç kuşanmış Arap binbaşı.
    Ölürsek şehidiz, kalırsak gazi,
    Aman da kaptan paşa izin ver bize,
    Sılada nişanlımız duacı size...

    Türkün Savaşları (Fetih Marşı)
    Yürekler kabarık gözlerde damla,
    Mehteri saygıyla dur da selamla,
    Bir huşu içinde dinle gülbankı,
    Sesleniyor tarih bu ses o yankı.

    Sen böyle yürürken tuğla sancakla,
    Türk'ün savaşları geliyor akla...

    Asırlar boyunca çınladı serhat,
    doğudan batıya yemen belgrat,
    Duyarak bakışan gözler görüyor,
    Fatih topkapıdan şehre giriyor.

    Sen böyle yürürken tuğla sancakla,
    Türk'ün savaşları geliyor akla...

    Tarihi Çevir
    Tarihi çevir nal sesi kısrak sesi bunlar,
    Delmiş romanın kalbini mızrak gibi hunlar,
    Göktürkler uygurlar oğuzlar peçenekler,
    Türkün yüce tarihine binbir zafer ekler...

    Dünya atının nalları altında ezildi,
    Kaç haçlı seferi göğsüne çarpınca kesildi,
    Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden,
    Kudret ve zafer bizlere miras dedemizden...

    MALAZGİRT MARŞI
    Aylardan ağustos, günlerden cuma
    Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum'a
    Bozkurtlar ordusu geçti hucuma
    Yeni bir sevk ile gürledi gökler
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber
    Önde yalın kılıç türkmen basbuğu
    Ardında Oğuz'un ellibin tuğu
    Andırır Altay'dan kopan bir çığı
    Budur, Peygamberin övdüğü Türkler
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber
    Türk, Ulu Tanrı'nın soylu gözdesi
    Malazgirt Bizans'ın Türk'e secdesi
    Bu ses insanlığa hakkın müjdesi
    Bu seste birleşir bütün yürekler...
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber!..
    Yiğitler kan döker, bayrak solmaya,
    Anadolu başlar, vatan olmaya...
    Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya!!!
    En güzel marşını vurmadan mehter
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber!..

    GÜLYÜZÜNDE GÖRELİ
    Gülyüzünde göreli zülfü semen sây gönül
    Kara sevdâya yerler bî-ser-ü bî-pây gönül
    Dimadimmi sana dolan mânâ hây gönül.
    Vây gönül,vây bu gönül, vây gönül ey vây gönül
    Yar yeleleli, dost yeleleli,yeleli ya lâ yaleli dost
    Bizi hâketti hevâ yoluna sevdâ nidelim
    Pâyimâl eyledi ol zülf-ü semen-sây nidelim
    Kul edinmez ki güzeller bizi illâ nidelim.
    Rast
    Münir N. Selçuk
    ORDUNUN DUASI
    Yılmam ölümden yaradan askerim
    Orduma gazi dedi Peygamberim.
    Bir dileğim var ölürüm isterim
    Yurduma tek düşman ayak basmasın
    Amin desin hep birden yiğitler
    Allahü ekber gökten şehitler.
    Amin amin amin Allahü ekber
    Amin amin amin Allahü ekber
    Rast
    Mehmet Akif ERSOY

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    MEHTERİN TARİHÇESİ

    Osmanlılarda, askeri mûsikiyi icrâ eden topluluk. Farsçada mihter olarak geçen mehter kelimesi, ekber (en büyük), âzâm (pek ulu) mânâsında bir ism-i tafdildir.Kelime Türkçe de mehter, çoğulu olarak da mehterân şeklinde kullanılmıştır. Mehter, bölüklere ayrılır, aynı çalgı âletini çalanlar, alemdârlar birer bölük şekil ederlerdi. Her bölüğün ''ağa'' tâbir edilen bir âmiri bulunurdu. Davulcubaşına ise ''Baş Mehteren Ağa'' denilirdi. Ayrıca bir de Mehterbaşı vardı. İkinci bir mehterbaşı daha vardır ki,bundan ayrı olup, '' Mehterân-ı Hayme'' denilen Saray Çadırlarının başıdır. Mehter teşkilatı, ''emir-i alem'' e tâbiydi. Türkiye Selçukluları sultanı İkinci Gıyaseddin Mesud 1284 yılında gönderdiği bir fermanla Osman Gâziye; Eskişehir'den Yenişehir'e kadar bütün Söğüt bölgesi ve havalisini sancak olarak verdi. Fermanla birlikte Osman Gaziye emirlik alâmeti olan ''tuğ'' , ''alem'' , ''Tabl'' ve ''nakkâre'' de gönderilmişti. Ferman, Osman Gâziye Eskişehir'de bir ikindi vakti takdim edildi. Osman Gâzi ayakta durarak nevbet vurdurdu. (çaldırdı) Fâtih sultan Mehmed Han zamanına kadar nevbet vurulurken padişahların ayakta dinlemesi adetti. Mehter teşkilâtına bağlı iki türlü mehterhâne vardı. Biri resmi teşkilata bağlı olan çalıcı mehterler, diğerleri esnaf mehterleriydi. Resmi mehter, padişah mehteriydi ki, buna ''Mehterhâne-i Tabli Âlem-i Hassa'' denirdi. Sonraları, mehter sâdece padişah ve orduya âit olmaktan çıktı. Her vezir dâiresinde bir mehterhâne bulundurulması âdet oldu. Fâtih devrindeki mehterhânede dokuz zilzen (zil çalan), dokuz nâkkârezen (kudum çalan), dokuz boruzen (boru çalan), dokuz tablzen (davul çalan), dokuz çavuş ve bir iç oğlan vardı. Altmış dört kişilik mehterhâne takımına ''dokuz kat mehter'' adı verilirdi. Padişahın mehterleri on iki kat olurdu. On iki kat mehterhânede her çalgıdan on ikişer adet bulunurdu. Padişah sefere çıktığı zaman mehter takımı on iki misline çıkarılırdı. Sefer ve harp esnâsında padişâh mehterhânesi, saltanat sancaklarının altında durup, nevbet vururdu. Bundan başka ikindi vakti, otağ-ı Hümâyûn önünde nevbet vurmak âdetti. Hükümdâr mehterleri beş vakit vururlardı. Bundan başka padişah cüluslarında, kılıç alaylarında, harplerde zafer haberi geldiği zaman ve arife divânlarında nevbet vurulurdu. Mehterler, harp meydanlarında gece karanlığında bile ordugâh nöbetçilerinin uyumaması için devamlı çalar ve aynı zamanda da ''yektir Allah!'' diye bağırırlardı. Harp esnâsında ise, padişahın veya seraskerin yanında durup, harp boyunca askerin cesâretini arttırmak ve düşmana dehşet vermek için çalardı. Vezir mehterleri, ikindi ve yatsı namazları kılındıktan sonra olmak üzere, günde iki defâ vururdu. bunlardan birincisi akşam yemeğinin ikin cisi de uykunun işâretini verirdi. Sivil mehterler, kendilerine mahsus nevbet yerlerinde yatsı namazından sonra ve sabahleyin nevbet vururlardı. Eski zamanlarda öğle yemeği, ''kuşluk'' nâmıyla öğle namazından evvel; akşam yemeği de ikindi namazından sonra yenilir ve yatsı namazından sonra uykuya yatılırdı.

    Mehter Duâsı
    Allah Allah Celilü'l- Cebbâr, Muinü's-Settâr, Hâliku'l-leyli ve'n-Nehâr, Lâyezâl, Zü'l-Celâl, birdir Allah! Ânın birliğine, Resûl-ü Enbiyâ Peygamberimiz Cenâb-ı Ahmed-i Mahmûd-u Muhammed Mustafa (Bütün efrâd elleri göğsünde olmak üzere rükûa gelir gibi eğilirler, padişah geldiği zaman ise sâdece baş eğer, daha fazla eğilmezler.) Âl-i evlâd-ı Resûl-i Müctebâ imdâd-ı ruhâniyetine! Piran mürşidin, âşıkin, vâsilin hamele-i Kur'ân, güzeştegân, ehl-i imân ervâhına, avn-ü inâyetine! Halifetü'l-İslâm es sultân İbni's-sultân bil-cümle İslâmın necât ve seâdet ve selâmetine, pirler, erenler, üçler, yediler, kırklar, göçenler, demine devrânına ''Hû'' diyelim ''Huuu'' denildikten sonra bütün mehter takımı, davul ve zilleri şiddetli vurarak dokuz defâ ''Hû'' çekerlerdi. Sonunda da üç defâ kös vururlardı. Mehterin kendine has bir yürüyüşü vardır. Üç adımda bir durur, yarım sağa ve yarım sola dönerdi. Yürüyüş esnasında mehter etrâfı, hep bir ağızdan, ''''Rahim Allah, Kerim Allah'' derlerdi. Mehter takımının yürüyüş nizamında merasime iştirak şöyle idi: Önde çorbacıbaşı ünvânını taşıyan ve başında ''üskûf'' bulunan mehterân bölüğü komutanı, onun arkasında soltarafda zırhlı muhafızı ile birlikte yeşil sancak, ortada istiklâl alâmeti olan ak sancak, sağ başta ise zırhlı muhafızı ile birlikte kırmızı sancak bulunurdu. Sancakların arkasında, Yeniçerilerin taşıdığı ''hücum tuğu'' yer alırdı. tuğlardan sonra ortada mehterbaşı bulunurdu. Mehterbaşından sonra ise sıra ile; mehterin iki katı adedince çevgenler (okuyucular), Zurnazenler, boruzenler, nakkârezenler, zilzenler ve davul çalanlar gelmekteydi. En arkada ise at sırtında taşınan kös bulunmaktaydı.

    Mehter Harp Duâsı (Harp Gülbankı)
    Eûzubillâh, Eûzubillâh. Hüdâ'ya şükr-i bihad, lâilâhe illallâh! El-melikü'l- Hakku'l mübin! Muhammedü'r- Resûlullah, Sâdıkü'l-va'dü'l Emin! İnnâ Fetehnâ leke fethan mübinâ ve yensurekallâhu nasran aziza! Ey padişah-ı halifetullah, Es Selâmu aleyke avnullah! Sensin hâris-i din-i mübin, hâris-i Şeriatullah! Uğrun açık olsun ey padişahım, Emr-i ikbâlin mecid! Hûdâ kılıcını keskin eylesin, nûr-ı şân satvetine gün gibi medid! Rûh-ı pâk-ı Fâhri âlemi hoşnûd etsin; Hak, gazâyı ekberin etsin mübârek ve said. Takımın içinden evvelce seçilmiş dik ve güzel sesli biri tiz perdeden: ''Nasrunminallahi ve fethün karin. Ve beşşiri'l- mü'minin'' âyetini okur. Üç defâ ''Allah'' diyecek kadar dururdu. Sonra bütün âletlerle beraber davulllar ve kösler hafif vurarak ve devamlı teramole yaptığı sırada hep bir ağızdan ''Allah Allah'' deyince susarlar, gülbank devam ederdi. ''Eli kan, kılıcı kan, sinesi üryân, ciğeri püryân, meydân-ı şehâdette Allah yoluna revân. Gazâ-yı şühedâya Cemâl-i Hak görünür ıyân. Kahrımız, gazabımız düşmana ziyân! Yâ Rahmân! denilerek eyyâm-ı âdiye gülbankındaki ''Resûl-i Enbiyâ'' kısmına geçilir ve aynı şekilde ''Hû diyelim Hû!'' diyerek bitirilirdi. Sonra, bâzan ''Yektir Allah'', bâzan da ''Yâ Fettâh'' diye haykırırlar ve baş eğerek geriye döner ve dağılırlardı.
    Mehter Marşları ''Vakt-i Sürûru Sefâ''
    Mehterân dâire şeklinde nevbet nizâmını teşkil ederler, nakkârezenlerin oturup, diğerlerinin ayakta durmasıyla da hilâl görünümü verirlerdi. Kösler hilâlin orta ilerisine konurdu. İçoğlan Başçavuşu, mehter faslı başlamadan önce dâireden çıkarak ortaya gelir ve:
    ''Vakt-i sürûru sefâ, Mehterbaşı Ağa! Hey! Hey!'' diye bağırırdı. Bu sırada hazır bulunanların dikkatlerini çekmek için nakkareler, sofyan usülünde üç tempo atılırdı. Nakkareler çalarken de, Mehterbaşı Ağa mehterin önüne gelir:
    ''Merhabâ ey mehterân!'' der ve sağ elini göğsüne koyarak mehteriselâmlardı. Mehterân da hep beraber sağ ellerini göğüsleri üzerine koyarak koro hâlinde:
    ''Merhabâ, Mehterbaşı Ağa!'' diyerek karşılık verirlerdi. Daha sonra Mehterbaşı Ağa:
    ''Hasduuur!'' diyerek çalınacak makamı ve eserin adını söylerdi. (Meselâ: ''Der fasl-ı Acem âşirân, cihâd-ı ekber marş!'' derdi.) Hemen arkasından:
    ''Haydi ya Allah!'' diyerek mehteri icrâya geçirirdi. Nevbet bitince mehter gülbankı (duâsı) okunur ve fasl sona ererdi.

    Mehterin Avrupa'ya Tesiri
    Avrupalılarca, on sekizinci asırdan itibâren ''Yeniçeri müziği'' diye adlandırılan müzik; evvelâ, benimsenmiş, bilâhare Polonya, sonra Avusturya ve daha sonraları bütün Avrupa'da onların tâbiriyle Yeniçeri bandoları kurulmuştur. Bestekâr Mozart ve Hayd da, mehter mûsikisinin tesirinde kalarak, meşhur bestelerini meydana getirmişlerdir. Alman besteci Beethoven, ''Büyük Senfoni'' sinin son bölümünü, mehterin kös, davul ve zurnasıyla seslendirmiştir. Beethoven, ''Türk Marşı''nı mehterin bir cenk havasından adapte etti. Avusturyalı bestekâr Mozart'ın ''Türk Marşı'', Türk askerlerinin ''Allah Allah'' nidâlarının, nakarat olarak tekrarından müteşekkildir. Viyana Kraliyet orkestra Şefi Gluck bu yıllarda, sarayda verdiği konserlerinde, repertuvarına mehter bestelerini almış ve orkestrasında çaldırmıştır. Alman bestekâr Wagner, bir mehter konserini dinlerken heyecanlanmış, kendini tutamıyarak ''İşte mûsiki buna derler!'' demiştir.
    Mehter mûsikisi gibi, mehter teşkilâtıda Avrupa'ya tesir etti. On sekizinci yüzyıl içinde önce Avusturyalılar, sonra Prusyalılar, daha sonra da Ruslar, Almanlar ve Fransızlar mehter teşkilâtına benzer mızıka takımlarını kurdular. Osmanlı Devletinin ömrü boyunca, gittikçe mükemmelleşen mehter, Yeniçeri ocağının lağvı ile beraber yerini ''Mızıka-i hümâyûna'' bıraktı.

    Günümüzde Mehter
    Mehter, 1911'de Ahmed Muhtar Paşa tarafından ''Mehterhâne-i Hâkâni'' adıyla yeniden kuruldu. 1914'te kuruluş tamamlandı. Birinci Dünyâ Harbinde Başkumandan Vekili Enver Paşanın emriyle teşkilât orduya tamin edildi. İstiklâl Harbinde de mehterhâne hizmet verdi. Cumhûriyetin ilânından sonra, Milli savunma Bakanı, mehteri saltanat alâmeti sayarak lağvetti. 1950'den sonra, Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut'un direktif ve desteğiyle mehterin yeniden tesisi çalışmaları başladı. 1953'te yeniden tesis edildi. Daha sonraları çeşitli okul, dernek ve kuruluşlar da mehter takımları kurdular. 12 Eylül 1980 Harekâtından sonra, yanlız Genelkurmay Başkanlığı Harp Dâiresi Askeri Müze'de Pazartesi, Salı hariç, haftanın her günü, saat 15.00 -16. 00 arasında Mehterbaşının idâresinde bir saat çalmaktadır. Bilhassa turistler ve meraklılar büyük alâka göstermektedirler.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 6:42 am