Çanakkale’den Bir Aşk Hikayesi Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

Çanakkale’den Bir Aşk Hikayesi Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Çanakkale’den Bir Aşk Hikayesi

    By BiLiNMeZ
    By BiLiNMeZ
    SD Admin
    SD Admin


    Nereden : İstanbul
    Üyelik : 03/09/09
    Mesaj Sayısı : 5443
    Rep Gücü : 38052
    Başarı Sistemi : 11
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Dikkat: Bu Site Bağımlılık Yapar

    Çanakkale’den Bir Aşk Hikayesi Empty Çanakkale’den Bir Aşk Hikayesi

    Mesaj tarafından By BiLiNMeZ Salı Eyl. 22, 2009 10:46 am

    Heybeliada’daki Deniz Okulu’ndan mezun olan Ismail Türe, kendi gibi
    Gelibolulu olan bir genç kizakaptirir gönlünü. Iki sevgili parmaklarina
    nisan yüzügü taksalar da, birbirlerini çok seyrek görmektedirler. Ismail
    Türe denizaltida muhabere subayi olarak görevlidir çünkü. Üstegmenin aklina
    harika bir fikir gelir; nisanlisina isikli mors alfabesini ögretecek,
    Çanakkale’den geçis yapacaklari geceyi planli oldugu için önceden bildirecek
    ve böylelikle haberleseceklerdir. Bogazi yüzeyden geçmekte olan denizaltinn kulesindeki denizciler sigara
    içmekte, sohbet etmektedirler. Aralarindan birinin heyecanli oldugu her
    halinden belli olmaktadir. Gelibolu kiyilarina geldiklerinde, karanlik
    içindeki evlerden birinden bir el fenerinin yanip söndügü görülür: “Seni
    seviyorum… ” Arkadaslari gülümseyerek Ismail Türe’ye bakarken, genç asik
    elindeki fenerle sevgilisine karsilik vermektedir. ..
    Bu olaydan sonra iki sevgilinin aski düsmez olur denizalticilarin
    dillerinden. Herkes, haberlesmek için kurulan isik yolunu konusur.
    Arkadaslari “Evlen artik su kizla da, buradan her geçisimizde selamlasmayi
    birak artik” diye takilirlar Ismail Türe’ye. Denizaltinin üstünün ve altinin
    bir oldugu yagmurlu günlerde bile, Çanakkale Bogazin’dan geçilirken,
    elindeki fenerle ask nöbeti tutan yakisikli denizci gözünü bir an olsun
    ayirmaz Gelibolu kiyilarindan.
    Yine bir gün, yirmi yedi yasindaki Üstegmen, Çanakkale’den geçecekleri gün
    ve saati, denizaltinin ugradigi bir limandan haber verir nisanlisina. Ege
    Denizi’nden Bogaz’a giris yapacaklarini, en öndeki denizaltinin kulesinde
    olacagini bildirir. Genç kizin gözüne her zaman oldugu gibi, o gece de uyku
    girmez. Büyük bir sabirla pencerenin önünde oturmakta ve gözünü hiç
    kirpmadan denize bakmaktadir. Fenerine yeni pil almis olsa da, arada bir
    yanip yanmadigini kontrol eder yine de…
    Birden, dev bir kararti belirir suyun üstünde. Güneyden gelen bir denizalti,
    penceresinin görüs sahasina girmistir. Genç kiz pencereyi açar ve gecenin
    karanligina uzattigi elleriyle feneri yakip söndürür.
    “Seni seviyorum… ”
    Kulede bulunan denizaltinin komutani Bahri Kunt isareti görünce gülümser:
    “Hay Allah, bu kiz denizaltilari sasirdi. Nisanlisinin denizaltisi bizim
    önümüzdeydi…” Bir anlik tereddütten sonra Birinci Inönü denizaltisinin
    komutani Bahri Kunt, yanit gönderilmezse genç kizin telaslanacagini
    düsünerek, karsilik verilmesini emreder. Yanindakilerin “Ne diyelim
    komutanim?” diye sormasi üzerine de sunlari söyler:
    “Ebediyete kadar…”
    O gece Üstegmen Ismail Türe’nin görev yaptigi Dumlupinar, Çanakkale
    Bogazi’na giris yapan ilk denizalti olmustur. Ama, Gelibolu kiyilarina
    gelmeden Nara Burnu açiklarinda Isveç bandirali “Naboland” adli gemi
    tarafindan çignenmekten kaçamamis ve yarali bir balina gibi aci dolu sesler
    çikararak, Çanakkale’nin karanlik sularinda kaybolmustur. Her sey birkaç
    dakika içinde gerçeklestiginden, arkadan gelmekte olan Birinci Inönü
    denizaltisi Dumlupinar’a çarpan geminin yanindan habersizce geçerek,
    Gelibolu’ya ulasan ilk denizalti olur.
    Genç kiz, nisanlisindan haber almanin huzuru içinde basini yastiga
    koydugunda, genç denizci çoktan dalmistir “ebediyete kadar” sürecek olan
    uykusuna!…

      Forum Saati Paz Nis. 28, 2024 12:36 pm