Abdülhak Hamit Tarhan (1852-1937) Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

Abdülhak Hamit Tarhan (1852-1937) Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Abdülhak Hamit Tarhan (1852-1937)

    By BiLiNMeZ
    By BiLiNMeZ
    SD Admin
    SD Admin


    Nereden : İstanbul
    Üyelik : 03/09/09
    Mesaj Sayısı : 5443
    Rep Gücü : 38064
    Başarı Sistemi : 11
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Dikkat: Bu Site Bağımlılık Yapar

    Abdülhak Hamit Tarhan (1852-1937) Empty Abdülhak Hamit Tarhan (1852-1937)

    Mesaj tarafından By BiLiNMeZ Çarş. Nis. 21, 2010 1:15 pm

    2 Ocak 1852de İstanbulda doğdu. Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın torunu, tanınmış tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oğlu. Kısa süre Rumelihisar Rüşdiyesine devam etti. Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldı. 1862de 10 yaşındayken ağabeyi ile birlikte Parise babasının yanına gitti. Bir süre Paris'te eğitim gördükten sonra 1864'te İstanbul'a döndü. Yaşının küçüklüğüne rağmen Bab-ı Aliye tercüme odasına katip olarak girdi. Bir yıl sonra Tahran Büyükelçiliğine atanan babasıyla birlikte İrana gitti. Farsça öğrendi. Babasının 1867se ölümü üzerine İstanbula döndü. Maliye Mühimme Kalemine girdi. Şûra-yı Devlet ve Sadaret kalemleri'nde çalıştı. 1871'de Fatma Hanım'la evlendi.1876'da Paris Büyükelçiliği İkinci Katipliği'ne atandı. 1878'de görevden alındı, iki yıl açıkta kaldı. 1881'de Gürcistan'da Poti, 1882'de Yunanistan'da Golos konsolosluklarına, 1883'te Bombay Başkonsolosluğu'na atandı. Bombay'dan gemiyle İstanbul'a dönerken uğradıkları Beyrut'ta eşi Fatma Hanım'ı kaybetti. Bu ölümün sarsıntısıyla ünlü şiiri "Makber"i yazdı. 1886'da Londra Büyükelçiliği Başkatipliği görevine getirildi. Londra'da Bayan Nelly ile evlendi. 1895'te Lahey'e elçi olarak gönderildi. Bir yıl sonra Brüksel elçiliğine getirildi. Nelly'nin 1911'de ölmesinden sonra İstanbul'da Cemile Hanım ile evlendi. Bu evlilik 20 gün sürdü. 1912'da Belçika asıllı Lüsyen Hanım'la evlendi. Aynı yıl görevden alınınca İstanbul'a döndü. Meclis-i Âyan üyeliğine getirildi. İstanbul'un 1920'de işgal edilmmesi üzerine Viyana'ya gitti. Sıkıntı içinde yaşadı. Ankara Hükümeti yurda dönmesini sağladı. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra kendisine maaş bağlandı. İstanbul Maçka Palas'ta bir daire verildi. 1928de İstanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan 1937de İstanbulda öldü. Mezarı Zincirlikuyuda.

    Şiire 1870'lerde başladı. Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Namık Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı. Yurtdışı görevleri nedeniyle Batı edebiyatçılarını yakından tanıdı, onların etkisinde kaldı. Divan edebiyatı nazım birimlerinin dışına çıkmayı denedi. Dize ve uyak düzeninde değişiklikler yaptı. Divan şiiri konularının dışına çıkmayı denedi. Şiirlerine günlük yaşamı, doğa ve insan ilişkilerini konu aldı. Lirik, epik ve felsefi şiirler yazdı. Manzum tiyatro oyunları da kaleme aldı. Ancak bunlar sahnelenmekten çok okunması amacıyla yazılmış oyunlardı. Yaşadığı dönemde Türk edebiyatının en büyük şairi sayıldı ve "Şair-i Âzam" ya da "Dahi-i Âzam" unvanı verildi.

    ESERLERİ

    ŞİİR:
    Sahra (1879)
    Ölü (1886)
    Hacle (1886)
    Bir Sefilenin Hasbihali (1886)
    Bâlâ�an Bir Ses (1911)
    Validem (1913)
    İlham-ı Vatan (1918)
    Tayflar Geçidi (1919)
    Ruhlar (1922)
    Garâm (1923)

    OYUN:

    İçli Kız (1874)
    Sabr ü Sebat (1875)
    Duhter-i Hindu (1875)
    Nazife yahut Feda-yı Hamiyet (1876, 1919)
    Tarık yahut Endülüs Fethi (1879, 1970)
    Eşber (1880, 1945)
    Zeynep (1908)
    Macera-yı Aşk (1910)
    İlhan (1913)
    Tarhan (1916)
    Finten (1918, 1964)
    İbn Musa (1919, 1928)
    Yadigar-ı Harb (1919)
    Hakan (1935)

      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 3:55 pm