Şehit denince ilk akla gelen, savaşta düşmanla
çarpışırken ölen mü`mindir. Gerçek anlamda
şehitlik makamı budur. Bundan başka manevî ve
uhrevî olarak şehit sayılan kimseler de vardır. İslamî
kaynaklarda şehitlik üç ana başlık altında incelenir:
1. Dünya ve âhiret şehidi.
2. Âhiret şehidi.
3. Dünya şehidi.
Hem dünyada, hem de âhirette şehit sayılan;
Allah`ın ismini yüceltmek için çarpışırken
ölen kimsedir. Bunlar ölüm acısını tatmadıkları
gibi, ölü de sayılmazlar. Kıyamete kadar kendilerini
diri bilirler. Bu şehitlerin naaşları gibi, elbisesinden başka
bir kefene de sarılmazlar.
Sadece dünya ölçüleri içinde şehit sayılan
kimse ise, maddî makam, şan, şöhret ve gösteriş
gibi dünya menfaatleri uğrunda çarpışırken
ölen kimsedir. Bunlar gerçek anlamda şehit sayılmasa
da, diğer şehitlere yapılan işlemler buna da yapılır.
Âhiret şehidi: Kaynaklarda âhiret şehidinin sayısı
bazen kırk, bazen elliyi bulur.
Sadece âhirette şehit
olarak muamele görecek, şehit sevabı alacak
kimseleri; bir hastalık ve musibetten dolayı ölen
ve son nefesine kadar bir ibadete devam ederek
dünyasını değiştirenler olarak iki kısımda incelenir.
Bir hastalık ve musibetten dolayı şehit sayılanları
Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle belirler:
`Allah yolunda ölmenin dışında yedi çeşit
şehitlik vardır: Tauna yakalanıp ölen şehittir.
Karın ağrısıyla ölen şehittir. Suda boğulan şehittir.
Yıkık altında ölen, şehittir. Zatülcenp hastalığından
ölen şehittir. Yangında ölen şehittir.
Hamile ve lohusa iken ölen kadın şehittir.`1
Yine değişik hadis kaynaklarında âhiret şehitlerinin
sayısı şöyle belirtilir:
Hummadan, veremden, şiddetli öksürükten, yılan
ve akrep sokmasından ölen veya yırtıcı hayvan tarafından
parçalanan mümin de şehittir. Dini, malı, namusu
ve canı uğrunda öldürülen kimse şehit sayılır.
Bir zalim
hükümdar tarafından mahkûm edilip ölen, bir yerde
mahsur kalan, zulmen dövülerek öldürülen ve bir hayvandan
düşerek vefat eden kimseler de âhiret şehidi sınıfına
girer. Yolculuk anında ve gurbette ölen de şehittir.
Hatta Ebu Hüreyre`nin rivayet ettiği bir hadise göre,
hasta olarak ölen kimse şehit sayılır. Başka bir hadiste
ise, normal bir ölümün dışında bir olay sonucu
ölen Müslüman`ı, Peygamberimiz şehitler arasında sayıyor.
Diğer bir hadiste bu sınır daha da genişletiliyor:
`Bir kimse gerçekten Allah yolunda ölmeyi
ister de ölürse, Allah ona şehitli sevabı verir.`
Bu durumda, bilhassa zamanımızda trafik kazası, iş
kazası ve benzeri bir kaza sonucunda ölen müminleri
şehit saymak mümkündür.
Bir ibadete devam ettiği halde vefat edip şehit sayılanlar
da şunlardır:
Dinî ilim tahsil edenler, Kur`an hizmetinde
bulunurken ölenler, müezzinlik yaparken vefat
edenler, doğru iş gören tüccarlar, helâl lokma
kazanan kimseler...
Ümmetin fesada gittiği, bozulduğu
zamanda Peygamberimizin yaşayan
kimse yüz şehit sevabını kazanır.
Devamlı abdestli bulunan, kuşluk namazı kılan, her
ay üç gün oruç tutan, vitir namazını hiç terk etmeyen,
cuma günü ve gecesi vefat eden, her akşam Yasin Suresi`ni
okuyan, akşam ve sabah Haşir Suresi`nin sonundaki
üç ayeti okuyan mümin şehit sevabını alır.2
Hadis meallerinden özetleyerek verdiğimiz manen
şehit sayılan bu kimseler, dünyada yaptıkları bazı ibadetlerden
ve başlarına gelen birtakım musibetlerden
dolayı şehit sayılırlar.
1. Nesei, Cenâiz:59.
2. Aynî. UMdetü`l-Kari. 14:126-128. Reddü`l-
Muhtar, 1:611-612.
çarpışırken ölen mü`mindir. Gerçek anlamda
şehitlik makamı budur. Bundan başka manevî ve
uhrevî olarak şehit sayılan kimseler de vardır. İslamî
kaynaklarda şehitlik üç ana başlık altında incelenir:
1. Dünya ve âhiret şehidi.
2. Âhiret şehidi.
3. Dünya şehidi.
Hem dünyada, hem de âhirette şehit sayılan;
Allah`ın ismini yüceltmek için çarpışırken
ölen kimsedir. Bunlar ölüm acısını tatmadıkları
gibi, ölü de sayılmazlar. Kıyamete kadar kendilerini
diri bilirler. Bu şehitlerin naaşları gibi, elbisesinden başka
bir kefene de sarılmazlar.
Sadece dünya ölçüleri içinde şehit sayılan
kimse ise, maddî makam, şan, şöhret ve gösteriş
gibi dünya menfaatleri uğrunda çarpışırken
ölen kimsedir. Bunlar gerçek anlamda şehit sayılmasa
da, diğer şehitlere yapılan işlemler buna da yapılır.
Âhiret şehidi: Kaynaklarda âhiret şehidinin sayısı
bazen kırk, bazen elliyi bulur.
Sadece âhirette şehit
olarak muamele görecek, şehit sevabı alacak
kimseleri; bir hastalık ve musibetten dolayı ölen
ve son nefesine kadar bir ibadete devam ederek
dünyasını değiştirenler olarak iki kısımda incelenir.
Bir hastalık ve musibetten dolayı şehit sayılanları
Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle belirler:
`Allah yolunda ölmenin dışında yedi çeşit
şehitlik vardır: Tauna yakalanıp ölen şehittir.
Karın ağrısıyla ölen şehittir. Suda boğulan şehittir.
Yıkık altında ölen, şehittir. Zatülcenp hastalığından
ölen şehittir. Yangında ölen şehittir.
Hamile ve lohusa iken ölen kadın şehittir.`1
Yine değişik hadis kaynaklarında âhiret şehitlerinin
sayısı şöyle belirtilir:
Hummadan, veremden, şiddetli öksürükten, yılan
ve akrep sokmasından ölen veya yırtıcı hayvan tarafından
parçalanan mümin de şehittir. Dini, malı, namusu
ve canı uğrunda öldürülen kimse şehit sayılır.
Bir zalim
hükümdar tarafından mahkûm edilip ölen, bir yerde
mahsur kalan, zulmen dövülerek öldürülen ve bir hayvandan
düşerek vefat eden kimseler de âhiret şehidi sınıfına
girer. Yolculuk anında ve gurbette ölen de şehittir.
Hatta Ebu Hüreyre`nin rivayet ettiği bir hadise göre,
hasta olarak ölen kimse şehit sayılır. Başka bir hadiste
ise, normal bir ölümün dışında bir olay sonucu
ölen Müslüman`ı, Peygamberimiz şehitler arasında sayıyor.
Diğer bir hadiste bu sınır daha da genişletiliyor:
`Bir kimse gerçekten Allah yolunda ölmeyi
ister de ölürse, Allah ona şehitli sevabı verir.`
Bu durumda, bilhassa zamanımızda trafik kazası, iş
kazası ve benzeri bir kaza sonucunda ölen müminleri
şehit saymak mümkündür.
Bir ibadete devam ettiği halde vefat edip şehit sayılanlar
da şunlardır:
Dinî ilim tahsil edenler, Kur`an hizmetinde
bulunurken ölenler, müezzinlik yaparken vefat
edenler, doğru iş gören tüccarlar, helâl lokma
kazanan kimseler...
Ümmetin fesada gittiği, bozulduğu
zamanda Peygamberimizin yaşayan
kimse yüz şehit sevabını kazanır.
Devamlı abdestli bulunan, kuşluk namazı kılan, her
ay üç gün oruç tutan, vitir namazını hiç terk etmeyen,
cuma günü ve gecesi vefat eden, her akşam Yasin Suresi`ni
okuyan, akşam ve sabah Haşir Suresi`nin sonundaki
üç ayeti okuyan mümin şehit sevabını alır.2
Hadis meallerinden özetleyerek verdiğimiz manen
şehit sayılan bu kimseler, dünyada yaptıkları bazı ibadetlerden
ve başlarına gelen birtakım musibetlerden
dolayı şehit sayılırlar.
1. Nesei, Cenâiz:59.
2. Aynî. UMdetü`l-Kari. 14:126-128. Reddü`l-
Muhtar, 1:611-612.