HRİSTİYANLIK Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

HRİSTİYANLIK Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    HRİSTİYANLIK

    By BiLiNMeZ
    By BiLiNMeZ
    SD Admin
    SD Admin


    Nereden : İstanbul
    Üyelik : 03/09/09
    Mesaj Sayısı : 5443
    Rep Gücü : 38115
    Başarı Sistemi : 11
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Dikkat: Bu Site Bağımlılık Yapar

    HRİSTİYANLIK Empty HRİSTİYANLIK

    Mesaj tarafından By BiLiNMeZ Paz Ara. 13, 2009 7:14 pm

    HRİSTİYANLIK



    Hz. İsa'nın tebliğ ettiği fakat
    daha sonraları tahrif edilen din.

    Günümüzde dünyanın her tarafından mensubu
    bulunan ve dünya nüfusunun l/5'inin dini olan Hrıstiyanlık,
    Filistin bölgesinde doğmuş evrensel bir dindir. Bir milyar
    civarında mensubu vardır. Menşei itibariyle vahye dayanan
    ve kutsal kitabı olan, özde tek tanrılı olmakla beraber,
    sonradan teslis inancına dönüştürülmüş bir dindir. Bu
    dinde ayrıca peygamber, melek, âhiret kader gibi dini kavramlar
    bulunsa da, bu kavramları anlayış ve açıklayış
    şekli İslâm'dakinden farklıdır. Hristiyanlıkta
    Hz. İsa merkezi bir öneme sahiptir. Bugünkü Hristiyanlık,
    Yahudilikteki inanç ve ibadet gelenekleriyle, Yunan-Roma (Greko-Romen)
    âleminin kültürlerini birleştiren bir kurtarıcı
    tanrı dinidir. Nâsıralı İsa'yı merkeze alan bir
    Yahudi Mesihi hareketidir. İsa, İsrâil'i, gelecek tanrı'nın
    krallığı'na hazırlamak istemiştir. Ancak bugünkü
    Hristiyanlık, İsa'nın havârîlerinin arasına sonradan
    giren Pavlus'un yorumları ile değişik bir hüviyet kazanmıştır
    (Annemarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Ankara 1955, s. 117 VD.
    A. Abdullah Masdûsi, Yaşayan Dünya Dinleri (trc. Mesud Sadak),
    İstanbul 1981, s. 170-201; Ekrim Sarıkcıoğlu,
    Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, İstanbul 1983, s.
    200 vd.; Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1988,
    s. 136 vd.)

    Hristiyan, Mesih'e bağlı demektir. Bu kelime,
    Yunanca "Hristos"tan gelir. İbranîcesi "Maşiah"dir,
    yağlanmış anlamını ifade eder. İncillerde
    "Hristiyan", "Hristiyanlık" gibi terimler yer
    almaz. Bu terimler, ilk defa Hz. İsa'dan 20-30 sene sonra Antakya'da
    kullanılmıştır (Resullerin işleri, XI, 26).
    İnciller daha çok, Hz. İsa'ya ağırlık
    vermektedirler ve onun bir tür hayat hikayesi durumundadırlar.

    Hristiyanlık aslında tek tanrı
    anlayışını esas alan bir dindir. İncillerde ve
    diğer yazılarda bu hükmü doğrulayacak ifadeler
    vardır. Allah'ın birliğinden söz edilmektedir (Yuhanna, V,
    44). Fakat yine aynı metinlerde bir kısım ifadeler, mecâzî
    deyimler, daha sonraları bir üçleme (teslis) anlayışına
    yol açmıştır. Bunda, İncil yazarları ile Hz.
    İsa arasındaki zaman aralığının rolü vardır.
    Öte yandan, Hristiyan Kutsal Kitabı'nda teslis, hiç bir yerde açıkça
    zikredilmemiştir. Ancak "ben ve baba biriz", "baba'nızın
    ruhu", "Allah'ın ruhu" gibi ifadeler, zamanla
    Allah'ın yanında İsa ve kutsal rûhun da tanrı
    sayılmasına kadar varan yorumlara yol açmıştır.
    Bu yorumları ilk başlatan, havârîlere sonradan katılan
    Pavlus olmuştur. "Hz. İsâ zamanındaki en büyük
    ilâhiyatçısı" olarak tanımlanan Pavlus, bugünkü
    Hristiyanlığın kurucusu olarak bilinmektedir. Modern
    bilginlere göre günümüz hristiyanlığı, Hz.
    İsa'nın getirdiği nizamdan çok, Pavlus'un yorumlarından
    ibarettir. Hatta denilebilir ki, sonraki yüzyıllar, dini inançlarını
    İncillerden çok, onun yorumlarına dayandırdılar.
    Pavlus'un telkinleri, Allah'ı değil, İsa Mesih'i
    ağırlık merkezi olarak almıştır. Ona göre
    İsa, sâdece bir insan değil, Tanrı'nın kudretiyle
    diriltilen bir kimse idi.

    Hz. İsa'nın çarmıha gerilmiş
    olması ve tekrar dirilmesi, insanların Hz. Âdem'in Cennet'te,
    yasak meyveden yemiş olması sebebiyle doğuştan günahkâr
    oldukları inançları da Pavlus tarafından
    Hristiyanlığa sokulmuştur.

    Görüldüğü gibi bugünkü Hristiyanlık,
    Pavlus'un yorumlarına dayanır. Gerek dinin aslî şekli,
    gerekse kutsal kitabları olan İncil, tahrifata
    uğramıştır. Artık Hristiyanlık muharref bir
    dindir. Bunun içindir ki, günümüz hristiyanlarının
    benimsediği Hristiyanlık ile, Kur'ân-ı Kerîm'in bize
    bildirdiği Hristiyanlık, birbirinden tamamen farklıdır.

    Kur'ân-ı Kerîm'de Hristiyan için "Nasrânî",
    Hristiyanlar için de "Nasârâ" kelimeleri kullanılmıştır
    (Âli İmran, 3/67; el-Bakara, 2/62, 111, 113, 135, 140; el-Mâide,
    5/14, 18, 51, 69, 82; et-Tevbe, 9/30; el-Hacc, 22/17). Ayrıca, "Ehl-i
    Kitap" ifadesinin yer aldığı âyetlerde, Hristiyanlar
    da muhatap alınmıştır. Meselâ "De ki; ey Ehl-i
    kitap! Aramızda eşit olan bir kelimeye gelin. Yalnız
    Allah'a kulluk (ibadet) edelim ve O'na hiç bir şeyi ortak
    koşmayalım" (Âli İmrân, 3/64) âyetinde olduğu
    gibi.

    Kur'ân-ı Kerim'e göre, Yahudiler gibi
    Hristiyanlar da verdikleri sözde durmadıkları için, kıyamete
    kadar aralarına düşmanlık ve kin
    salınmıştır. Hz. Muhammed onlara da gönderilmiş
    bir elçidir. O, Ehl-i Kitab'ın gizledikleri ve
    sakladıkları şeylerin çoğunu onlara açıklamıştır.
    Ancak Yahudi ve Hristiyanlar, kendilerinin "Allah'ın
    oğulları ve sevgilileri" olduklarını söyleyerek,
    Hz. Muhammed'e karşı çıkmışlardır.
    Yahudiler Uzeyr'i, Hristiyanlar da İsa'yı Allah'ın
    oğlu saymışlardır. İnsanları
    tanrılaştırdıkları için de küfre girmişlerdir.
    (el-Mâide, 5/12-18; et-Tevbe, 9/20) Allah'a çocuk isnad etmekle
    Tevhid'in özüne ve rûhuna aykırı hareket etmişlerdir.
    Halbuki "Allah, bu tektir. Her şeyden müstağnî ve her
    şey O 'na muhtaçtır. O doğurmamış ve
    doğmamıştır. Hiç bir şey O'na denk değildir."
    (İhlâs, 112/1-4) .

    Kur'ân-ı Kerim, Hz. İsa'nın
    Allah'ın kulu ve elçisi olduğunu, O'nun da tevhid'i tebliğ
    ettiğini açıklar. (el-Mâide, 5/46-47, 62-69, 72-77). Bu
    durumda Meryem oğlu İsa'yı ilah edinen Hristiyanlar,
    "Allah, üçün üçüncüsüdür" (el-Mâide, 5/72-75) diyerek
    doğru yoldan sapmışlar, tevhid çizgisinden uzaklaşmışlardır.
    Tevhid esasından uzaklaşan Hristiyanların yüce Allah,
    dinlerinin aslına, tevhid ve İslâm yoluna çağırmaktadır.
    (el-Mâide 5/46).

    Yukarıda da belirtildiği gibi
    hristiyanlık, aslı itibariyle hak dinlerderdendir. Peygamberi
    Hz. İsa, kitabı da İncil'dir. Bugünkü Hristiyanlığın
    odak noktasını oluşturan ve Pavlus teolojisinin temelini
    teşkil eden Hz. İsa, yalnız Allah'ın kulu ve Rasûlü'dür.
    Bunu bizzat kendisi şöyle ikrar etmiştir: ''Hz. İsa: Ben
    şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni Peygamber
    yaptı; nerede olursam olayım, beni mübarek kıldı.
    Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekât
    vermemi ve annene iyi davranmamı emrelti. Beni bedbaht bir zorba
    kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde ve
    dirileceğim günde bana selam olsun" dedi (Meryem, 19/30-33).
    Ayrıca Hz. İsa'yı ve annesini
    tanrılaştırıp "teslis" akidesini
    oluşturan Hristiyanlarla Hz. İsa, kıyamet gününde yüzleştirilecekler
    ve böylece Hristiyanların uydurdukları yalanlar bir kere daha
    ortaya çıkmış olacaktır. Bu husus, Kur'ân-ı Kerîm'de
    şöyle belirtilir: "Allah Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi
    insanlara beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı olarak
    benimseyin," dedin?" demişti de; ''Hâşa, hak olmayan
    sözü söylemek bana yaraşmaz; eğer söylemişsem, şüphesiz
    Sen onu bilirsin; Sen benim içimde olanı bilirsin, ben Senin içinde
    olanı bilemem; doğrusu görülmeyeni bilen ancak Sensin"
    demişti, ''Ben onları sadece, Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a
    kulluk edin, diye bana emrettiğini söyledim. Aralarında
    bulunduğum müddetçe onlar hakkında şahiddim, beni
    aralarından aldığında onları sen gözlüyorsun.
    Sen her şeye şâhidsin" (elMâide, 5/117).

    Şu halde bugünkü Hristiyanlık, Hz.
    İsa'nın tebliğ ettiği Hristiyanlık değildir;
    ''Mesih, Allah'ın oğludur" gibi sözleri kendi ağızlarıyla
    uydurmuşlar (et- Tevbe, 9/30) ve "Meryem oğlu Mesih'i'de,
    kendilerine Allah'tan başka Rab edinmişlerdir" (et-Tevbe,
    9/31). Aynı şekilde, mevcut Hristiyanların, Hz.
    İsa'nın getirdiği İncil'le hiç bir ilgileri yoktur
    (el-Mâide, 5/68). Çünkü Yahudi bilginleri gibi, Hristiyan râhipleri
    de birtakım menfaat temini için, Allah'tan kendilerine indirilmiş
    olan Kitab'ın hükümlerini değiştirmişlerdir
    (et-Tevbe, 9/34).

    Özetle söylemek gerekirse; İslâmiyet ile
    bugünkü Hristiyanlık arasındaki belli başlı
    ayrılıklar şunlardır:

    1. Hristiyanlık'ta teslis akidesi olduğu
    halde İslâm'da tevhid akidesi vardır. 2. İslâm bütün
    semâvî dinleri ve peygamberleri içine alır; Hristiyanlık ise,
    yalnız Kitab-ı mukaddes'i hak bilir ve Kur'an-ı Kerim'i
    vahye dayalı bir kitap olarak kabul etmez. 3. Hristiyanlık,
    insanın doğuştan günahkâr olduğunu ve bu sebeple
    temizlenmesi için vaftiz edilmesi gerektiğini savunur; İslâm
    ise, bütün insanların günahsız doğduğunu ve hiç
    kimsenin bir başkasının günahını yüklenmeyeceğini
    belirtir. 4. Hristiyanlıkta papaz ve rahiplerin günah çıkarmak
    ve affetmek yetkisi vardır; İslâmiyet'te ise, günahlar yalnız
    Allah tarafından bağışlanır. 5.
    Hristiyanlık'ta Hz. İsa'nın sözleri Allah kelâmı
    olarak telakki edilir; İslâmiyet'te ise, ilâhi emirler vahiy
    yoluyla, Cebrâil vasıtasıyla bildirilir. 6. Hristiyanlar'a göre
    İsa (a.s) çarmıha gerilmiştir. İslam'a göre ise,
    Allah onu kendi katına yükseltmiştir. 7. Her ne kadar bugünkü
    Hristiyanlar, kendi dinlerinin son din olduğunu iddia ediyorlarsa da,
    bu iddiânın İslâm nazarında hiç bir geçerliliği
    yoktur. Çünkü "Allah katında din, şüphesiz İslâmiyet'tir."
    (Âli İmrân, 3/19) Ye artık "Kim İslâm'dan başka
    bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir ve o, âhirette de
    kaybedenlerden olacaktır" (Âli İmran, 3/85).

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 2:43 pm