HURAFE, HURAFECİLİK Uyeoll10

Join the forum, it's quick and easy

HURAFE, HURAFECİLİK Uyeoll10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    HURAFE, HURAFECİLİK

    By BiLiNMeZ
    By BiLiNMeZ
    SD Admin
    SD Admin


    Nereden : İstanbul
    Üyelik : 03/09/09
    Mesaj Sayısı : 5443
    Rep Gücü : 38115
    Başarı Sistemi : 11
    Uyarılar : Uyarı Yok
    Yorum : Dikkat: Bu Site Bağımlılık Yapar

    HURAFE, HURAFECİLİK Empty HURAFE, HURAFECİLİK

    Mesaj tarafından By BiLiNMeZ Paz Ara. 13, 2009 7:14 pm

    HURAFE, HURAFECİLİK



    Uydurulmuş hikâye ve rivayet. Bu hikâye ve
    rivayetleri aktarına ve benimseme tutumu. Bunlar genellikle dinin bir
    parçası veya gereği olarak aktarıla geldiği gibi,
    benimseyenlerce de dindenmiş gibi benimsenmiş olan, gerçekteyse
    dinle ilgisi bulunmayan, sonradan katılmış hikâye ve
    rivayetlerdir .

    Hurafenin bu durumuna açıklık getirebilmek için,
    dine sonradan katılan diğer unsurları anlatan kelimelere,
    kavramlara da kısaca değinmek gerekecektir. Bunları şöylece
    sıralayabiliriz:

    a. Bid'atler: Kur'ân-ı Kerim ve Sünnet'te
    bulunmayan ve Ashabca da bilinmeyen, özellikle din esaslarına
    ilişkin sonradan çıkma kimi ibadet ve davranış biçimleri
    ve inanca yönelik yorumlar. Mevlit okutmak, Kur'ân-ı Kerîm'in
    "mahlûk" olup olmadığını
    tartışmak gibi.

    b. İsrailiyyat: Kur'ân-ı Kerîm'deki kıssaların
    yorumu ve benzeri durumlarda ayrıntıya ilişkin bilgi
    vermiş olmak adına Kitab-ı Mukaddes, özellikle Tevrat ve
    Tevrat yorumlarından aktarılan bilgiler. Ehli kitap rivayetleri.

    c. Batıl İnançlar: Dinde kesinlikle yeri
    olmayan, fakat günlük hayatta dinin bir parçasıymış gibi
    gösterilen ve gerçekte dindışı olan, hatta dinin özüne
    ters düşen kimi inanç ve davranış biçimleri. Nazar boncuğu
    takmak gibi . . .

    d. Esâtîr: Eski batıl dinlerin inanç ve
    yorumlarından olup da, halkın arasında sürüp giderken,
    müslümanlaşma sırasında "Müslümanlaştırılarak"
    dine katılan mitolojik hikâyeler, efsaneler . . .

    e. Hurafeler: İsrailiyyat ve esâtîrden olmadığı
    halde bütünüyle sonradan uydurulan ve genellikle İslâm'ın
    gerçeğiyle bağdaşmaz batıl inançları veya çarpık
    davranış biçimlerini telkin eden hikâyeler.

    Nitekim, "hurafe" kelimesinin kökeni de, bu
    tür bir olayın adlandırılmasıyla ilişkilidir.
    Hurafe, gerçekle, Arap kabilelerinden Uzle'ye mensup bir şahsın
    adı olup, anlattığı inanılmayacak şeylere de
    (onun adına izafetle) 'hadis-i Hurafe' denilmiştir. (Ferit
    Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Hurafe
    Kelimesi).

    İbarede geçen "hadis-i Hurafe"nin anlamı,
    "Hurafe'nin çıkardıkları, uydurdukları, ortaya
    attıkları, söyledikleri bütünüyle temelsiz
    hikâyeler"dir. Yukarıda sıralanan dine sonradan
    katılmış şeylerden "hikâye" türündeki
    İsrailiyyat'tan bir bölümü Tevrat'ta vardır. Bir bölümü
    ise Tevrat tefsirlerinde olup, bunlar ya esatîrden alınma ya da bütünüyle
    uydurmadır. Tevrat'ta bulunanların bir bölümünün de

    Tevrat'ın yeniden yazılması
    sırasında katılmış olması mümkündür. Bu
    itibarla, İsrailiyyat'ın büyükçe bir bölümünün gerçek
    Tevrat'la ilgisi olmadığı cihetle hurafe olarak
    değerlendirilmesi yanlış olmayacaktır. Semavî
    kökenli olmayan batıl dinlerin mitolojisinden kaynaklanma esatîr'in
    ise, apaçık bir hurafe olarak değerlendirilmesi gerekir.
    Çünkü, bu dinlerdeki her şey insanların
    uydurmasıdır. Bunlara ek olarak, sonraki yıllarda yeni yeni
    uydurulan hikâyeler de, hep, hurafe sınıfına dahildir.

    Hurafecilik'e gelince: Bu deyim, ilk bakışta
    hurafeleri benimsemek gibi görünüyor olsa da, boyutları bu kadar
    değildir. Tabiin -hatta Ashabın son dönemi- devrinden itibaren,
    camilerde halka öğüt verenlerden kimileri daha çok dinleyici bulup,
    çıkar sağlamak için anlattıklarını hikâyelerle
    süslemeğe başlamışlar ve bu arada İsrailiyata
    başvurmakla yetinmeyip, kendileri de kimi hikâyeler uydurur olmuşlardır.
    Gerek hadis ve gerekse tefsir tarihlerinde kendilerinden "kıssacılar"
    olarak söz edilen bu kişiler, halkın dinin özünü unutarak
    hikâyelerle oyalanmasına yol açtıkları için dine büyük
    zarar vermişlerdir. Hurafecilik, işte o günden bu yana sürüp
    gelmiştir.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 2:30 pm